*Pamuk Pres*Yaban Ağ*Eylülizm*Mümbit Hüzün*Geçmiş Gelecekİster edebiyat ve isterse bilim olsun, yazan bir süre sonra yazdıklarına bağımlıdır, eğer dürüstse, kendi bulduğu ve dizmeye başladığı maddenin direksiyonunu kabul etmek zorundadır. Bu nedenle yazmak, düşünmek kadar yaratıcı olabilmektedir; her has yazıcının bunu duyduğundan kuşku duymuyoruz.
ah alın bu kitabı ve paranızın nasıl boşa harcandığını tüm varlığınızla hissedin. orhan pamuğu sevmiyordum, fakat bu kitabı okuduktan sonra sempati duymaya başladım. yalçın orhanı okumadığını söylüyor ancak onu acımsızca eleştirmekten geri kalmıyor.
Yalçın Küçük’ün çok kişinin tavsiye ettiği bu kitabını okumağa başlarken beklediğim analitik tavrı bulamadığım bir kitabı oldu.Kalın hacminin önemli bölümü Orhan Pamuk ve Ahmet Altan analizlerine ayrılmış. Burada da o kadar savruk bir üslub var ki okur olarak konuyu kavramakta, ayrıntıları bir araya getirmekte zorlanıyor ve açıkça çok yoruluyorsunuz.Benim için kitabdaki en keyif verici satırlar ise son beş yılın en muteber “Hariciye Vekili” olan İsmail Cem ile USA’nın eski Dışişleri Bakanı Madleine Albright arasındaki ilişkinin “ırksal” orijinine ilişkindi. Bu eksende kısaca değinilip geçilen “Derviş” vakıasını da daha ayrıntılı vermek gerekirdi. Yazar, bu tür biyografik sayılabilecek eserlerinde hiç değilse dipnot olarak, en güzeli de kitab sonuna ekleyeceği dizinde bahsedilen kişilerin kimliğine ilişkin verileri içeren, somut tarihi süreci belirleyen kısa notlar koyarsa okur için daha faydalı olacaktır. Ülkedeki -kültürden sanata, siyasetten spora-herşeyin, aslında görünen gibi olmadığı konusundaki “kışkırtıcı” etkisi için bile okumağa değer… “Görünen”lerin “aslında ne” olduğunu anlamak içinse çok daha derinlikli araştırmalar gerektiği çok açık.
Yazarın bu eseri Tekelistan kitabının bir devamı niteliğinde. Esasında devlet içerisinde enteresan bir örgütlenmenin var olduğunu ve bu kişilerin de birbirlerini belli özelliklerinden dolayı tanıdıklarını, birbirlerinin önünü nasıl açtıklarını anlatıyor. Yazar Orhan Pamuk’un kitaplarını ne amaçla ve nasıl yazdığını (aşırmalarını, örneklerle) anlatmakta. Orhan Pamuk’a ulusal (yahudi dönmeleri, sabetaistler) ve uluslararası arenada kimler tarafından (Yahudiler) sahip çıkıldığı konusunda da bilgi vermekte. Güzel bir çalışma.
Yazarın, bu eserinde, özellikle Orhan Pamuk ile Ahmet Altan’ın kitapları hakkındaki eleştirilerinin, bu yazarların kitaplarını okuyan arkadaşlarımın eleştirileriyle birebir örtüştüğüne hayretle şahit oldum. Yazar ayrıca bu eserde Sabetay örgütlenmesinin gizliden gizliye nasıl bütün siyaset ve devlet örgütlenmesini ele geçirmeye devam ettiğini biraz zorlama yorumlarla da olsa örneklerle açıklamaya çalışmış. Fakat Mehmet Altan hakkındaki değerlendirmelere katılamıyorum. Mehmet Altan için “Babasına eziyet eden devleti, intikam almak için yıkmaya çalışıyor” gibi bence temelsiz bir iddiada bulunmuş.
“Şebeke”nin 1,2,3.Kitaplarını,Yalçın Küçük’ün Küfür Romanları kitabının devamı görebiliriz.Y.Küçük,bu bölümlerde “KÜFÜR YAZARLARI”nı irdeliyor.Bir metin çözümlemesine dayalı tarihsel,yazınsal eleştiri yapılıyor.Edebiyatımızda Orhan PAMUK ve Ahmet ALTAN konusunda en kapsamlı deneme-eleştiri metniyle karşılaşıyoruz.Y.KÜÇÜK, “Bunlar küfür yazarlarıdır.”yargısını okuyucuya kanıtlıyor.MÜMBİT HÜZÜN bölümünde,Y.Küçük,duyarlı bir yazı denemesi yapıyor. JÖN TÜRKİZM bölümü “SIRLAR” kitabının bağlamında.Y.KÜÇÜK bize devrimci tarihimizi sevdiriyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
ah alın bu kitabı ve paranızın nasıl boşa harcandığını tüm varlığınızla hissedin. orhan pamuğu sevmiyordum, fakat bu kitabı okuduktan sonra sempati duymaya başladım. yalçın orhanı okumadığını söylüyor ancak onu acımsızca eleştirmekten geri kalmıyor.
Yalçın Küçük’ün çok kişinin tavsiye ettiği bu kitabını okumağa başlarken beklediğim analitik tavrı bulamadığım bir kitabı oldu.Kalın hacminin önemli bölümü Orhan Pamuk ve Ahmet Altan analizlerine ayrılmış. Burada da o kadar savruk bir üslub var ki okur olarak konuyu kavramakta, ayrıntıları bir araya getirmekte zorlanıyor ve açıkça çok yoruluyorsunuz.Benim için kitabdaki en keyif verici satırlar ise son beş yılın en muteber “Hariciye Vekili” olan İsmail Cem ile USA’nın eski Dışişleri Bakanı Madleine Albright arasındaki ilişkinin “ırksal” orijinine ilişkindi. Bu eksende kısaca değinilip geçilen “Derviş” vakıasını da daha ayrıntılı vermek gerekirdi. Yazar, bu tür biyografik sayılabilecek eserlerinde hiç değilse dipnot olarak, en güzeli de kitab sonuna ekleyeceği dizinde bahsedilen kişilerin kimliğine ilişkin verileri içeren, somut tarihi süreci belirleyen kısa notlar koyarsa okur için daha faydalı olacaktır. Ülkedeki -kültürden sanata, siyasetten spora-herşeyin, aslında görünen gibi olmadığı konusundaki “kışkırtıcı” etkisi için bile okumağa değer… “Görünen”lerin “aslında ne” olduğunu anlamak içinse çok daha derinlikli araştırmalar gerektiği çok açık.
Yazarın bu eseri Tekelistan kitabının bir devamı niteliğinde. Esasında devlet içerisinde enteresan bir örgütlenmenin var olduğunu ve bu kişilerin de birbirlerini belli özelliklerinden dolayı tanıdıklarını, birbirlerinin önünü nasıl açtıklarını anlatıyor. Yazar Orhan Pamuk’un kitaplarını ne amaçla ve nasıl yazdığını (aşırmalarını, örneklerle) anlatmakta. Orhan Pamuk’a ulusal (yahudi dönmeleri, sabetaistler) ve uluslararası arenada kimler tarafından (Yahudiler) sahip çıkıldığı konusunda da bilgi vermekte. Güzel bir çalışma.
Yazarın, bu eserinde, özellikle Orhan Pamuk ile Ahmet Altan’ın kitapları hakkındaki eleştirilerinin, bu yazarların kitaplarını okuyan arkadaşlarımın eleştirileriyle birebir örtüştüğüne hayretle şahit oldum. Yazar ayrıca bu eserde Sabetay örgütlenmesinin gizliden gizliye nasıl bütün siyaset ve devlet örgütlenmesini ele geçirmeye devam ettiğini biraz zorlama yorumlarla da olsa örneklerle açıklamaya çalışmış. Fakat Mehmet Altan hakkındaki değerlendirmelere katılamıyorum. Mehmet Altan için “Babasına eziyet eden devleti, intikam almak için yıkmaya çalışıyor” gibi bence temelsiz bir iddiada bulunmuş.
“Şebeke”nin 1,2,3.Kitaplarını,Yalçın Küçük’ün Küfür Romanları kitabının devamı görebiliriz.Y.Küçük,bu bölümlerde “KÜFÜR YAZARLARI”nı irdeliyor.Bir metin çözümlemesine dayalı tarihsel,yazınsal eleştiri yapılıyor.Edebiyatımızda Orhan PAMUK ve Ahmet ALTAN konusunda en kapsamlı deneme-eleştiri metniyle karşılaşıyoruz.Y.KÜÇÜK, “Bunlar küfür yazarlarıdır.”yargısını okuyucuya kanıtlıyor.MÜMBİT HÜZÜN bölümünde,Y.Küçük,duyarlı bir yazı denemesi yapıyor. JÖN TÜRKİZM bölümü “SIRLAR” kitabının bağlamında.Y.KÜÇÜK bize devrimci tarihimizi sevdiriyor.