Bir mecliste sessizlik oldu mu, kız çocuk doğdu, denir. Oğlan çocuğunun dünyaya geldiğindeki coşkunun yerini alır sessizlik kız bebeklerde. Erkek çocuklarına tanınan imkânların, hakların birçoğu kız çocukları için ayıptır, günahtır, yasaktır. Kızlar doğduklarından itibaren aile ve toplum tarafından evliliğe hazırlanır. Şanslıysa eğer eğitim hayatını tamamlar, koluna altın bileziğini takar. Genellikle, sen oku da gerekirse çalışırsın, denir. Tiyatro oyunculuğu, müzisyenlik, dansçılık gibi utandırmayan meslekleri seçmeleri öğütlenir. Evine yakın mesafede, geç vakte kalmadan mesaisini tamamlaması beklenir. Çalışsın, çalışmasın usturuplu giyinmelidir, şen kahkahalar atmamalıdır, gece karanlığında sokaklarda gezmemelidir. Bunlar tahrik unsurudur çünkü alenen suça sebebiyettir.Alına leke sürmeyen namuslu evlat olmalıdır önce, her şeyi sineye çeken eş ve fedakâr annelik yaftalarını taşır sonra. Ve ne yazık ki kadından kadına aktarılan yanlış öğretilerle yetiştirilen erkek çocukları sürdürür baskılamayı, tacizi, şiddeti nesilden nesile.Naçizane evrensel olan kadınsal sorunlara değinmek istedim öykülerimde. Evlenen kadın ve erkeğin beklentilerinden, ailelerin yaklaşımından, boşandıklarında onlara biçilen rollerden, hayal kırıklarıyla tükenen ömürlerden, usul usul mayalanan duvarlardan…Cinsel kimliklerden sıyrılıp, insan olabilmek ümidiyle…
Kitap Yorumları - (0 Yorum)