1960’lı yıllarda dünyanın her yerinde yankılanan devrim, demokrasi ve sosyalizm şiarları Türkiye’ye de yansıdı. Gelişen antiemperyalist ve antifaşist mücadele ilkin toplumun en aydın kesimi olan üniversite gençliğinde ve sonra da işçi sınıfı ve emekçi yığınlarda yankı buldu. Kitlelerin kendiliğinden gelişen ekonomik ve demokratik mücadeleleri bir yandan popülist reflekslere yol açarken, bir yandan da sosyalizm ile işçi sınıfı hareketinin birbirinden ayrı ve kopuk gelişmesine neden oldu. Bu dönemde, devrimci ve demokratik canlanma iki ayrı kulvarda gelişti. Biri, asker-sivil aydın hareketinin ideolojik ve siyasal kulvarı olan Yön Dergisi, ikincisi de, tamamen işçi ve sendika önderleri tarafından kurulan Türkiye İşçi Partisi’ydi. Yaklaşık 10 yıllık bir tarihsel sürecin en etkili siyasal akımları hâline gelen bu iki hareket, hem birbirlerinden etkilenerek hem de kendi içlerinde ayrışarak dönemin sonunda rollerini tamamladı. Eski kuşak önderlerin çekingen ve ürkek “legalite uğruna mücadele” yöntemleri ile yasal sınırlar içine hapsetmeye çalıştıkları sol ve sosyalist hareket, yeni, genç ve dinamik önderlerin çabalarıyla yeni bir sürece evrildi. Sınıflar mücadelesinin yükselerek keskin biçimlere büründüğü bu süreçte Türkiye tarihinin büyük olayları ve ilkleri yaşandı. 1965-1971 yılları sol ve sosyalist hareketin devrimci atılım dönemi oldu. Siyasal ve toplumsal süreci radikal tarzda etkileyen devrimci dinamikler bu dönemde ortaya çıktı. Devrimci gençlik, işçi sınıfı ve köylü hareketlerinin yükselişi dönemin karakterini belirledi. Kitap, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a kadar 10 yıllık tarihsel sürecin bütün aşamalarıyla bütünlüklü bir panoramasını çiziyor ve dönemin sonuna gelindiğinde, sol ve sosyalist hareketin en önemli ideolojik ve siyasal kopuşunu, başka bir deyişle tarihsel bir Yol Ayrımı’na vurgu yapıyor.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)