Bazen, bazı şeylerden kaçmak için dünyanın bir ucuna gitmen gerekir. Yaşamak istemediklerini arkanda bırakır, emanet bir bavulla yola çıkarsın. Bir süre her şeyden kurtulduğunu da sanırsın. Ben de öyle yaptım, can arkadaşımın pembe bavuluyla yollara düştüm ve değil memleketimden, ülkemden kilometrelerce uzağa gittim. Gerçi benimkine pek de kaçmak denemezdi, daha çok babamın zorlamasıydı ama… Neyse, gittim ve bir süre boyunca kafa dinleyeceğimi, geride bıraktığım sorunlarla yüzleşmeyeceğimi sandım. Elbette ki yanılmıştım, sorun tam burnumun dibinde, kaçtığım yerdeydi. İnsanın kaderinden kaçmasının imkânsız olduğunu da vakti geldiğinde anlayacaktım… Sırtımda inadım, boynumda tahtadan yapılma kolyem, parmağımda – aşkın anlamını bilmediğim zamanlarda yapmış olsam da – yara izim, tesadüfü sonuna kadar yaşayacaktım…
Zeynep okulunu bitirmek icin amerikaya gittigi ilk andan Toprakla yolları kesişiyor her ne kadar birbirlerinden uzak durmak isteselerde bunu basaramiyorlar.İkisinin karşılaştıkları tüm zorlukları birbirlerine duydukları sevgileri sayesinde aşmalarını büyük bir heyecanla okuyacaksınız. Yazarın ilk kitabı olmasına ragmen gayet akıcı ve sade anlatımı sayesinde hızlıca okunuyor
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
yayınlanmasını beklerken hamileydim oğluşumu beklerken kitabıda bekledim. iyi kide bekleyip almışım çok beğendim 🙂
ne kadar kaçarsan kaç sonunda kaderin neyse onu bulursun bu kitap kaderin bizlere yaptığı çok güzel anlatıyor
Zeynep okulunu bitirmek icin amerikaya gittigi ilk andan Toprakla yolları kesişiyor her ne kadar birbirlerinden uzak durmak isteselerde bunu basaramiyorlar.İkisinin karşılaştıkları tüm zorlukları birbirlerine duydukları sevgileri sayesinde aşmalarını büyük bir heyecanla okuyacaksınız. Yazarın ilk kitabı olmasına ragmen gayet akıcı ve sade anlatımı sayesinde hızlıca okunuyor