Ama şu an akşam vakti, yemek masasındaki insanlar dağıldı. Erkekler büyük salonda sigara içip iskambil oynayarak oturuyor; gece yarısına kadar kenarlarda titreşen beyaz ışık, bazen ağız dolusu, bir şakaya atılan kahkahaların eşliğinde pencerelerden taşıp parka akıyor. Kadınların çoğu odalarına çekilmesine rağmen şatonun giriş salonunda hâlâ oturan ve birbirleriyle konuşan birkaç kadın var. Bu yüzden genç adam bu akşam tek başına. Henüz diğer erkeklerin arasına karışamıyor ve kadınların yanında da kendini utangaç hissediyor. Çünkü ne zaman bir kapıyı açsa kadınlar hemen seslerini alçaltıyor ve kadınların onun duymaması gereken bir konuyu konuştuklarını hemen anlıyor. Zaten onların arkadaşlığını sevmiyor çünkü sanki hâlâ bir çocukmuş gibi ona sorular soruyorlar ve cevaplarını yarım yamalak dinliyorlar; ondan ufak tefek ricalarda bulunuyor ve sonra küçük uslu bir çocuğa yaptıkları gibi bir ses tonuyla ona teşekkür ediyorlar.
Stefan Zweig’in ilk defa sıkılarak okuduğum bir eseri. Günlerdir biriyle kim olduğunu bilmeden aşk yaşayan bir gencin, yanlış tahmin üzerine başkasına aşk duymasından bahsediyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Müthiş akıcı bir kitap. Bir saatte bitti.
Stefan Zweig her zamanki gibi eserini merakla okutturuyor. Beğendim tavsiye ederim.
Stefan Zweig’in ilk defa sıkılarak okuduğum bir eseri. Günlerdir biriyle kim olduğunu bilmeden aşk yaşayan bir gencin, yanlış tahmin üzerine başkasına aşk duymasından bahsediyor.