Nilüfer Saygun, eşinin birinci ölüm yıldönümünde Evin İlyasoğlu’yla yaptığı söyleşide Adnan Saygun’un unutulmasından yakınmıştı.2011’in mart – eylül ayları arasında dostları, öğrencileri, yorumcularıyla yaptığım 40 görüşmede, ölümünün 20’nci yılında Adnan Saygun’un tüm canlılığıyla hafızalarda yaşadığını gördüm. Dostluklar, hayranlıklar, kırgınlıklar kadar vefa duygularıyla da…Dahası aradan geçen zamanda eserleriyle Amerika, İsviçre, İngiltere genç yorumcuların hayatlarına girmiş, yeni anı kesitleri yaratmıştı. Mutlu ve acı günlerinde yanlarında olan dostları, öğrencileri Nilüfer Saygun’u da unutmamıştı. Çoğu söyleşide onun Adnan Saygun’un hayatındaki öneminden de söz edildi.Nevzat Atlığ’dan İdil Biret’e, Jose Serebrier’den Yo-Yo Ma’ya 40 kişinin hayatında bıraktığı izleri okurken, satır aralarında Saygun’un kişilik özelliklerini tanımakla kalmayacaksınız, zaferlerine ve yenilgilerine tanık olacaksınız, müziğinin artıları ve eksileri hakkında bilgi edineceksiniz.
Okuduğum en güzel kitaplardan birisiydi, sadece müzik adamı Saygun ile ilgili değil insan olan Saygun, müzisyen olan öğretmen olan karakterini de en yakından bilen gören insanlardan bu kadar saygı ile dinlemek şerefine ulaşacaksınız. Her yerde olandan çok daha başka boyutta bir yaklaşım var kitapta. Hatta okurken insanın içi burkuluyor biraz, üzülüyor. Anlatımlar da akıp gidiyor, yazar bilgileri ve kişileri çok güzel düzenlemiş ve bir araya getirmiş. Mutlaka okunmalı,
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Okuduğum en güzel kitaplardan birisiydi, sadece müzik adamı Saygun ile ilgili değil insan olan Saygun, müzisyen olan öğretmen olan karakterini de en yakından bilen gören insanlardan bu kadar saygı ile dinlemek şerefine ulaşacaksınız. Her yerde olandan çok daha başka boyutta bir yaklaşım var kitapta. Hatta okurken insanın içi burkuluyor biraz, üzülüyor. Anlatımlar da akıp gidiyor, yazar bilgileri ve kişileri çok güzel düzenlemiş ve bir araya getirmiş. Mutlaka okunmalı,