“Kar yağıyordu. Başımı sağa çevirip iki dükkân arasından gözüken bordo binaya baktım. Pencerede miydi Hicran? Yoksa o da dipsiz bir kuyuya mı düşmüştü benim gibi. Araç çalıştı. El salladım. Ragıp bana bakıyordu. Bense karşıya. Az sonra gözden kayboldu Ragıp, kütüphane, öğretmenevi. Sonrasında hapishane, kaymakamlık, ilçenin çıkışındaki çalıştığım okul ve nihayetinde Hizan. Pencerede Hicran’ı, ocakta Ragıp’ı, dükkân önünde Şakir Dayı’yı, kulübede askeri, hücrelerde mahkûmları, bahçede öğrencileri, iki dağın eteğindeki evleri düşündüm bir bir. Kıvrılarak çıktık Panur Dağı’nı. Başları poşulu adamlar sigaralarını yakmışlar, göz gözü görmüyordu. Radyodan ince bir kadın sesi geliyordu. Ağıttı söylediği. Kürtçe. Yükselen dumanlarda Hicran’ın gözlerini gördüm. Islak gözlerini. Uzun kirpiklerinin arasından bakıyordu bana. Gölge düşmüştü bakışlarına. Elimde tuttuğum menekşeye baktım. “Bir gün benim menekşelerimle sana verdiğim menekşe aynı çatı altında buluşurlar umarım.” diye yazmıştı Hicran. Başımı cama dayadım. Gözlerimi kapattım.”
İlk defa bir kitabını okuduğum yazar. Eğer bu kitabı alma fırsatınız olursa hiç ama hiç pişmanlık duymayacağınıza emin olabilirsiniz. 8 tane öykü var ve 4 tanesini okurken boğazım düğümlendi 2 tanesinde de gözlerim doldu
yazarın her iki kitabını da okudum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, mustafa başpınar annemin gözleri ile ilk kitabı olan meleğin gölgesi’nin çok üzerine çıkmış. yani karşımızda çalışan, deneyen ve yetinmeyen bir öykücü var demek için bu başlı başına bir gösterge. klişeler olmasaydı konuyu değiştiremeyecektik demişti bir türk şair, şu klişe tam da mustafa başpınar öyküsü için kullanılabilir: “bu toprakların öyküsünü yazıyor.” klişe ama hakikat.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
farkında olmadan roman sanarak almışım olmasa da okumasam da olurmuş
İlk defa bir kitabını okuduğum yazar. Eğer bu kitabı alma fırsatınız olursa hiç ama hiç pişmanlık duymayacağınıza emin olabilirsiniz. 8 tane öykü var ve 4 tanesini okurken boğazım düğümlendi 2 tanesinde de gözlerim doldu
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve hikayelerini çok beğendim. Kısa öykü okumayı seviyorsanız bu kitap size göre.
Bir çok öyküyü Hece Dergisinde okumuş olsam da tekrar okumak heyecanlandırdı
yazarın her iki kitabını da okudum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, mustafa başpınar annemin gözleri ile ilk kitabı olan meleğin gölgesi’nin çok üzerine çıkmış. yani karşımızda çalışan, deneyen ve yetinmeyen bir öykücü var demek için bu başlı başına bir gösterge. klişeler olmasaydı konuyu değiştiremeyecektik demişti bir türk şair, şu klişe tam da mustafa başpınar öyküsü için kullanılabilir: “bu toprakların öyküsünü yazıyor.” klişe ama hakikat.