"Arı yeryüzünden silinirse, insanın sadece dört yılı kalır." Arının Hayatı, bitkiler dünyası ve daha özel olarak bu sosyal böcekler hakkında gerçek bir felsefi keşif yolculuğu oluşturur. Bu orijinal metin, bilimsel kesinliği ve doğruluğu ile şaşırtıcıdır. Maeterlinck´in titiz gözlemleri bizi gerçek bir betimlemeler ve temel sorular şaheserine götürür, gözlemciyi ve gözlemleneni sorgular. Maurice Maeterlinck, arıların hayatıyla ilgili bu mükemmel kitap için 1911 Nobel Edebiyat Ödülü´nü aldı. Bu muhteşem şiirsel eser, bir böcekbilimcinin çalışma makalesi olmaktan çok, bu çok özel böceğin doğasını merkeze alıyor. Nobel ödüllü Maurice Maeterlinck, "Arının Hayatı"nda, "hiçbir canlı varlığın, hatta insanın bile kendi alanının merkezinde, arının başardığını başaramadığının" parlak bir kanıtını sunuyor. Şaşırtıcı derecede karmaşık mimari başarılarından, içsel özveri anlayışlarına kadar, Maeterlinck, dünyadaki en düzenli topluma "arı bakışı" getiriyor. Nitekim onun hayvanlar alemi ile insan alemi arasında kullandığı benzetmeler, bizleri alçakgönüllü ve sorgulayıcı, hareketli ve dalgın kılıyor. Kovan ve arıların bu tasviri aynı zamanda şiirsel, felsefi ve politik hale gelir. Merak ve bilgi arasında hareket eden Maeterlinck, bizi doğayla birleştiren bağları korumamızı ister. Şimdi ekolojik bir felaket bu kırılgan uyumu yok etmekle tehdit ediyor, bu kitap okumaya değer.
Churchill, 2. Dünya Savaşı esnasında 23 Mart 1945’de başlayan “Plunder (Yağma)” Operasyonunun ilk günün gözlemlemek için cepheye gittiğinde harekattan sorumlu komutan olan Feldmareşal Montgomery’nin karargahında bulunanları eğlendirmek ve biraz kafalarını dağıtmak için bu kitaptan pasajları akşam yemeğinde tiyatrovari bir havada okuyarak herkesi eğlendirmişti.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Churchill, 2. Dünya Savaşı esnasında 23 Mart 1945’de başlayan “Plunder (Yağma)” Operasyonunun ilk günün gözlemlemek için cepheye gittiğinde harekattan sorumlu komutan olan Feldmareşal Montgomery’nin karargahında bulunanları eğlendirmek ve biraz kafalarını dağıtmak için bu kitaptan pasajları akşam yemeğinde tiyatrovari bir havada okuyarak herkesi eğlendirmişti.