Atlantis’ten İstanbul’a Kadim El Yazmaları’nın Peşinde
Yayın Tarihi: 15.11.2006
ISBN:
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 400
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Karların oluşturduğu çığlar ve dağların tepelerindeki buzullar, yapıştıkları kayaları da beraberlerinde sürükleyerek koca bir nehir gibi, gece boyunca, obayı da içine alan geniş bir alana aktı, durdu. Ardından lapa lapa yağmaya başlayan kar, öyle bir örtüp de saklamıştı ki her şeyi; sabah olduğunda, obanın bulunduğu topraklar üzerinde binlerce yıldan beri hiç kimsenin yaşamadığı sanılırdı. Geride hiçbir iz bırakmadan, hep birlikte yok olmuşlar, gecenin sessizliği tekrar Uygur ellerine egemen olmuştu.Ertesi günlerde olayı haber alan diğer Uygur boyları ağıtlar yakıp, destanlar düzdüler. Yıllarca, Kutluğ’un tüm obasının karların ve buzların altında kalarak yok olduğunu; obada yaşayanlarınsa, aynı anda nefeslerinin kesilerek, el ele uçmağa vardıklarını, herkese anlatıp durdular. Bizim amacımız insanoğlunun evrimini hızlandırıp, bir üst düzeye geçmelerini sağlamak. Onların ise; bu evrimi ellerinden geldiğince geciktirerek Karanlık Güçlerin evrenlerdeki varlığını sürdürmelerinin temini. Onlar, eğer sandığı açmayı başarırlarsa, Kadim El Yazmaları’ndaki gizli bilgileri onları almaya henüz hazır olmayan insanlığa verecekler. Bu uygulamayı daha önce de Atlantisliler üzerinde denemiş ve başarılı olmuşlardı.Öykünün devamı İstanbul’da yaşandı ve kahramanları da içimizden birileri idi...
çok sürükleyici bir roman. Macera, felsefe, olağandışı kurguların gerçekmişçesi bu romanda var. Kitabı satın aldıktan sonra uzun süre masamın üzerinde durdu. uzun bir süre sonra okumaya başladım. O geçen zaman benim için kayıp zaman olmuş. Çok beğendim. Kitap kurtlarına tavsiye ediyorum. M. Selim Kayişoğlu
Atlantis (Kayıp Kıta Mu) ile kısa bir bağ kurulmasına müteakip, Uygur obasında başlayan roman birden ileriye dönük kurgu ile İstanbul’a 1977 yılına taşınıveriyor. Fantastik romanları sevenlerin çok hoşlanacağı tarzda akıcı ve sürükleyici. Bunun dışında öz Türkçe kelimeleri ara ara kullanması ve bunların açıklamalarını dipnot olarak eklemesi, eski Türk gelenek, görenek ve inanışlarını da romana serpiştirmesi bana ilginç ve öğretici geldi. Bölüm başlarında verilen sözler de son derece ilgi çekici ve iyi seçilmiş. Kısaca şahsen fantastik romanları pek sevmeyen biri olmama rağmen, kitap bana ilginç konu ve kurgusuyla çok keyif verdi.
Öncelikle çok sürükleyici bir roman. Romanda aradığım her şeyi buldum. Macera, felsefe, olağandışı kurguların gerçekmişçesine aktarımı. Tek yorum yazan ben olduğuma göre bu kitabın tam olarak değerini bulmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yalnız şunu da ilave etmem gerekir ki, kitabın bir bölümünde gizli topluluğun konuşmalarında kullanılan eski dildeki kelimeler -sayfa altında açıklamaları verilmesine karşın- bana çok detaycı ve gereksiz geldi.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yazarı bence Türkiye’nin Dan Brown’larından birisi. Heyecan verici bir kurgu olmuş, film izlemiş gibi oldum.
çok sürükleyici bir roman. Macera, felsefe, olağandışı kurguların gerçekmişçesi bu romanda var. Kitabı satın aldıktan sonra uzun süre masamın üzerinde durdu. uzun bir süre sonra okumaya başladım. O geçen zaman benim için kayıp zaman olmuş. Çok beğendim. Kitap kurtlarına tavsiye ediyorum. M. Selim Kayişoğlu
Atlantis (Kayıp Kıta Mu) ile kısa bir bağ kurulmasına müteakip, Uygur obasında başlayan roman birden ileriye dönük kurgu ile İstanbul’a 1977 yılına taşınıveriyor. Fantastik romanları sevenlerin çok hoşlanacağı tarzda akıcı ve sürükleyici. Bunun dışında öz Türkçe kelimeleri ara ara kullanması ve bunların açıklamalarını dipnot olarak eklemesi, eski Türk gelenek, görenek ve inanışlarını da romana serpiştirmesi bana ilginç ve öğretici geldi. Bölüm başlarında verilen sözler de son derece ilgi çekici ve iyi seçilmiş. Kısaca şahsen fantastik romanları pek sevmeyen biri olmama rağmen, kitap bana ilginç konu ve kurgusuyla çok keyif verdi.
Öncelikle çok sürükleyici bir roman. Romanda aradığım her şeyi buldum. Macera, felsefe, olağandışı kurguların gerçekmişçesine aktarımı. Tek yorum yazan ben olduğuma göre bu kitabın tam olarak değerini bulmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yalnız şunu da ilave etmem gerekir ki, kitabın bir bölümünde gizli topluluğun konuşmalarında kullanılan eski dildeki kelimeler -sayfa altında açıklamaları verilmesine karşın- bana çok detaycı ve gereksiz geldi.