Yunanistan’da 2015 yılı En İyi Çizgiroman ve En İyi Senaryo ödüllü, Fransa’da yılın en iyi çıkış yapan yabancı çizgiromanı sayılan, çizgi ve karikatür üstadı Soloúp’un başyapıt niteliğindeki 448 sayfalık eseri Ayvali-Ayvalık Fransızcadan sonra ilk kez Türkçede yayımlanıyor.Ayvali-Ayvalık grafik romanı, Ayvalık kökenli, üç ayrı kuşaktan dört önemli yazarın yaşanmış hikâyelerini, günümüzde gerçekleşen, Midilli ile Ayvalık arasındaki günübirlik bir gemi yolculuğu kurgusu içinde harmanlıyor. Ege’nin iki yakasındaki halkların zulüm, göç, acı ve hasretle ortaklaşan tarihine, taraf tutmadan gerçekçi bir bakış sunan Ayvali-Ayvalık, okuyucuyu sinematografik bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.Yazar ve Çizer Soloúp’un tabiriyle “hatırlamaya” dair bir grafik roman olan Ayvali-Ayvalık, bugün hâlâ Midilli ile Ayvalık arasındaki dar boğazda, Ege’nin iki yakasında yiten insan hayatlarına, 100 yıllık bitmeyen göçmenliğe bir bakış sunuyor.Kitabın genel hikâyesi ise şöyle: Osmanlı dönemi Ayvalık’ını ve Ege’de gündelik hayatı ve kişileri en iyi tasvir eden yazar ve ikonograf olan Fotis Kondoğlu’nun anlatısıyla başlayan yolculuk, Amele Taburları sürgününden sağ kurtulmayı başarmış az sayıda Rumdan biri olan Ayvalıklı öykücü İlias Venezis’in 1922 yılı anlatısıyla devam ediyor. Daha sonra Agapi Venezi-Molivyati aynı dönemi kadın bakış açısıyla ve bir Türk subayıyla yaşadığı çarpıcı günlerin gücüyle anlatıyor; çağdaş Ayvalık’ın sayılı yazarlarından Ahmet Yorulmaz ise Giritli Hasan’ın hikâyesinde, Balkan Savaşları’ndan Nüfus Mübadelesi’ne uzanan yıllar boyunca Girit Türklerinin maruz kaldığı baskı ve cinayetleri yalınlıkla aktarıyor. Çizer ve anlatıcımız Soloúp ise tüm bu hikâyeleri, “vatan”ını bulma sorusuyla kendi çıktığı arayış ve yine kendisi gibi bir mübadil torunu olan Mehmet’le yaşadığı karşılaşmanın içine yerleştiriyor.
Her ne kadar az biraz tarafsızlığını yitirmiş gibi bulsam da okunması gereken bir çizgi roman diye düşünüyorum. Yaşananların her iki taraf içinde büyük acılar getirdiğini unutmamak lazım. Konunun tek bir suçlusu olmadığı gibi, tek bir mağduru da yok. Evet belki her iki ülkenin devlet yöneticileri bir ortak noktada buluşup, bir şeyleri daha güzel halledebilirlerdi ama yapmadılar. Bunun günahını yıllar sonra bile insanlara yaşatmak doğru değil diye düşünüyorum.
ve çizimleriyle istos yayınevinin yüz akı olan kitaplardan biri hatta birincisidir. hele kuzey ege’yi, köylerini, ara sokaklarını gezmiş iyi bilen biriyseniz mutlaka okuyun.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
çok kaliteli bir eser fiyatının hakkını veriyor. tavsiye ederim
Her ne kadar az biraz tarafsızlığını yitirmiş gibi bulsam da okunması gereken bir çizgi roman diye düşünüyorum. Yaşananların her iki taraf içinde büyük acılar getirdiğini unutmamak lazım. Konunun tek bir suçlusu olmadığı gibi, tek bir mağduru da yok. Evet belki her iki ülkenin devlet yöneticileri bir ortak noktada buluşup, bir şeyleri daha güzel halledebilirlerdi ama yapmadılar. Bunun günahını yıllar sonra bile insanlara yaşatmak doğru değil diye düşünüyorum.
ve çizimleriyle istos yayınevinin yüz akı olan kitaplardan biri hatta birincisidir. hele kuzey ege’yi, köylerini, ara sokaklarını gezmiş iyi bilen biriyseniz mutlaka okuyun.
Çizimler muhteşem, hikaye çok keyifli… Mutlaka okunası.