Peyami Safa’nın romancılığının zirvesine çıktığı eserlerinden biri olan Bir Tereddüdün Romanı, I. Dünya Savaşı’ndan sonra inanmakla inkâr, bireysel ve toplumsal temayüller, kendi kendini tahrip aşkı ile yaratıcı hırslar ve sevdalar arasında kalan insanoğlunun tereddüt ve bocalamalarını konu edinmiştir. Roman içinde yazılan roman kurmacası ve Peyami Safa’nın kendi hayatından derin izler taşıyan yapısıyla Bir Tereddüdün Romanı, mütareke yıllarında ve savaş sonrasında doğan yaşamak yorgunluğu, toplumsal değerlerin alt üst oluşu, geçmişle olan bağların kopuşu, ahlak bunalımı, maddî ve ruhî sefalet, hiçbir şeye tam olarak bağlanamamak acısı, insanların inanmakla inkâr etmek, yapmakla yıkmak, sevmekle nefret etmek, iyilikle kötülük, isyan etmekle boyun eğmek, ölmekle yaşamak arasında geçirilen tereddütleri üzerine kurulmuştur.
Peyami Safa’nın Doğu-Batı meselesinden bahsetmediği romanı -okuduklarım içinde – yok gibi. Burada daha çok bohem hayatlar var, tereddüt var. Adı üstünde zaten.
Bir tane adam var, bu tam ortam adamı. Sene I. Dünya Savaşı sonrası. Alkol, kadınlar vb. Yazar bir de roman yazıyor. Bunun yazdığı bir romanı Mualla diye bir kız okuyor. Sonra dost meclisinde tanışıyor adamla. Adam buna evlenme teklif ediyor. Kız düşünmek istiyor.
Bu noktadan sonrası ilginç. Bir kadın daha var, adını hatırlamıyorum. Pirandello’nun oyunlarını seviyor, birini de tercüme etmiş. Adama veriyor, “Senin adınla çıkacak bu,” diyor. Kadının birçok karakter gizli içinde. Adama kendini farklı tanıtıyor. Bu kadar anlatayım, çok daha fazla ayrıntı var çünkü.
İki açıdan ilginç. Birincisi; dönemin bohemsi hayatı mevcut burada. Şairler, ressamlar, ortamlar… Para gani, anlayışı mevcut. İkincisi de işte bu tereddüt olayı. Böyle bir hayatı yaşarken sürüklenip gidiyorsun, kesin kararlar alamıyorsun ve tereddütler arasında yaşamını sürdürmeye çalışıyorsun.
Süper roman, bir günlük işi var.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Peyami Safa’nın Doğu-Batı meselesinden bahsetmediği romanı -okuduklarım içinde – yok gibi. Burada daha çok bohem hayatlar var, tereddüt var. Adı üstünde zaten.
Bir tane adam var, bu tam ortam adamı. Sene I. Dünya Savaşı sonrası. Alkol, kadınlar vb. Yazar bir de roman yazıyor. Bunun yazdığı bir romanı Mualla diye bir kız okuyor. Sonra dost meclisinde tanışıyor adamla. Adam buna evlenme teklif ediyor. Kız düşünmek istiyor.
Bu noktadan sonrası ilginç. Bir kadın daha var, adını hatırlamıyorum. Pirandello’nun oyunlarını seviyor, birini de tercüme etmiş. Adama veriyor, “Senin adınla çıkacak bu,” diyor. Kadının birçok karakter gizli içinde. Adama kendini farklı tanıtıyor. Bu kadar anlatayım, çok daha fazla ayrıntı var çünkü.
İki açıdan ilginç. Birincisi; dönemin bohemsi hayatı mevcut burada. Şairler, ressamlar, ortamlar… Para gani, anlayışı mevcut. İkincisi de işte bu tereddüt olayı. Böyle bir hayatı yaşarken sürüklenip gidiyorsun, kesin kararlar alamıyorsun ve tereddütler arasında yaşamını sürdürmeye çalışıyorsun.
Süper roman, bir günlük işi var.
Peyami Safa nin güzel kalemiyle külliyatına eklediği bir kitap ..
Peyami Safa’nın eşsiz eseri.. Dili efsane idi, okurken aşırı lezzet aldım…
Neden daha önce okumadım dediğim eserlerden…
Kitabın başlarında konuya girmekte biraz zorlansamda sonrasında çok sevdim. Peyami Safa usta bir kalem. Tereddütler içinde bitireceksiniz kitabı.