Abdülhak Şinasi Hisar’ın 1930’larda yayımlamaya başladığı anıları, temel olarak çocukluk yıllarını içine alır. Hoca Ali Rıza’nın resimlerinin Proustvari etkisiyle zihninde canlanan, Sultan II. Abdülhamid’in saltanatına denk gelen bu dönemi Hisar, “Çocukluğumuzun tattığı dünya elbette bir cennetti,” ifadesinde cisimleşen bir bakışla hikâye eder. Yazar, bilincinde olduğu siyasi ve kültürel çelişkileriyle bütün bir dönemin içinden bir “cenneti” taşın içinden bir heykel yontarcasına biçimlendirir: Hem kendi çocukluğu hem İstanbul’un yaşayışı böylece maddi ve manevi varlığıyla; hatıra, roman, şiir arasındaki sınırları ihlal eden bir metne dönüşür. “Hatıraların ağacını kendi içinde büyütmesini o kadar iyi biliyor,” diye tanımlar onun bu özel yaklaşımını Ahmet Hamdi Tanpınar. Boğaziçi Yalıları’nda Abdülhak Şinasi Hisar, eski İstanbul yalılarının, sular etrafında birer ruh, kimlik ve hayat ifade eden hikâyelerini anlatır.
Betimleme, tasvir ağırlıklı bir eser. Okurken kendinizi olay, anlatım akışına dahil edebilirseniz akıcı oluyor. Lakin yazarı kaçırdığınız yerde yakalaması zor olabiliyor.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Betimleme, tasvir ağırlıklı bir eser. Okurken kendinizi olay, anlatım akışına dahil edebilirseniz akıcı oluyor. Lakin yazarı kaçırdığınız yerde yakalaması zor olabiliyor.
Keşke o yıllarda yaşasaydım veya o yıllardaki yalıları görebilmiş olsaydım. Çoook keyifli bir eser.