“Elbise dolabından kendisine çok yakışan kırık beyazı elbisesini giydi. Yüzündeki lekeyi ilk kez görmeden saçlarını taradı sadece. En sevdiği beyaz tokasını takarak kapıdan dışarı çıktı. Bulutlara yakın olma isteğiyle bir binanın çatısında kendisini bulduğunda gün ortasıydı. Yukarıdan bakınca herkese uzak ve en yüksekte olmanın hazzını yaşadı ilk defa. Sevildiğini hissetmiş ve delice bir arzuyla çok sevmişti. Kuşların özgürce uçuşuna katılacağı o anın gelmesi için emin adımlarla yürüdü, yürüdü, yürüdü…”
“Çantanı Gizemi” Yazar Nurdan Aladağ’ın Haziran 2021’de, Hayal Yayınları aracılığıyla okurla buluşturduğu ilk öykü kitabı. 64 sayfa hacmindeki eser 14 öyküden oluşuyor. Kitaba ismini veren “Çantanın Gizemi, Karınca Uçuşu, Seçim, Değişim, Yağmurun Rengi, Günebakan, Boş Çerçeve, Tutsak, Sihirli Ot, Uçurtma, Umudun Sesi, Yansıma, Tılsım, İz” başlıklarında öykülerden oluşuyor. Yazarın, öykü kitabını anne babasına affetmesi, kitap kapağında kullanılan görsel ve hikâyelerdeki içerikler kitapta olumlu anlamda bir bütünlük oluşturmaktadır. Yüreğe dokunan, hayatın içinden, sosyal içerikli, dinginliği olan öyküler aynı hayat gibi. Yazarın anlatımından anlaşıldığına göre, aidiyet alanlarını konumlayan aile ve küçük çevre de yaşanan hayatlardan gerek kendi gerekse de çevresindeki yaşantılardan alıntılandığı görülmektedir. Başka bir ifadeyle özetle hayatın içinden, merkezinden öyküler desek yanlış olmaz. Bu güzel öykülerin yazarını kutluyorum. Başarılar diliyorum.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
“Çantanı Gizemi” Yazar Nurdan Aladağ’ın Haziran 2021’de, Hayal Yayınları aracılığıyla okurla buluşturduğu ilk öykü kitabı. 64 sayfa hacmindeki eser 14 öyküden oluşuyor. Kitaba ismini veren “Çantanın Gizemi, Karınca Uçuşu, Seçim, Değişim, Yağmurun Rengi, Günebakan, Boş Çerçeve, Tutsak, Sihirli Ot, Uçurtma, Umudun Sesi, Yansıma, Tılsım, İz” başlıklarında öykülerden oluşuyor. Yazarın, öykü kitabını anne babasına affetmesi, kitap kapağında kullanılan görsel ve hikâyelerdeki içerikler kitapta olumlu anlamda bir bütünlük oluşturmaktadır. Yüreğe dokunan, hayatın içinden, sosyal içerikli, dinginliği olan öyküler aynı hayat gibi. Yazarın anlatımından anlaşıldığına göre, aidiyet alanlarını konumlayan aile ve küçük çevre de yaşanan hayatlardan gerek kendi gerekse de çevresindeki yaşantılardan alıntılandığı görülmektedir. Başka bir ifadeyle özetle hayatın içinden, merkezinden öyküler desek yanlış olmaz. Bu güzel öykülerin yazarını kutluyorum. Başarılar diliyorum.