“Dinle! Bu ney, neler hikaye eder. Aykırılıklardan nasıl şikayet eder. Aslından uzak düşen kişi, yine vuslatzamanını arar. Ayrılık ateştir. Ayrılık yüzünden topraklar çoraklaşır, sular sararır, bulanır. Cana can katan rüzgar, ufunetli bir halegelir, veba kesilir. Cennet gibi olan bağlar, bahçelersararır solar, yapraklar kurur, dökülür bir hastalık yurduolur. Gül mevsimi gelince bülbülden nağme duyulmaz olur. Dildeşinden ayrı düşen dilsiz kalır.” Mesnevi “ayrılığın” hikayesidir. Bizler ayrılık garipleriyiz. “Ney” ise yarinden ayrılanın demsazı*, ayrılık yurduna düşmüşlerin gam güzergahıdır**. Bu roman, insanın en temel problemi olan ayrılık ile başa çıkmasını, Hace’nin öyküsü üzerinden, Hz. Mevlana’nın yol göstericiliği ışığındaaktarmaktadır. “Ey Yolunu şaşırmış, ayrılık hastalığına tutulmuş gönül, gel! Ey soğuk rüzgarlarla yanmış yakılmış olan gül, yeniden güzelleş, hoş bir hale gel!”
Aşkın bir adı da hatırlamak olmalı.şairin sözü geldi aklıma “Aşkın bir adı da yorulmamaktır” ama ben aşka bir ad koyamam çünkü o makam için susmak gerekir hiç olmak ve yanmak gerekir
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Aşkın bir adı da hatırlamak olmalı.şairin sözü geldi aklıma “Aşkın bir adı da yorulmamaktır” ama ben aşka bir ad koyamam çünkü o makam için susmak gerekir hiç olmak ve yanmak gerekir