Sokak kapısından çıkarken Yıldıza sezdirmeden bir durdu, tekrar genç kızın endamına bakakaldı. Koyu kahve renkli eşarpın altındaki baş bir şaheserdi. Venüs, Domilo denilen kasaada, davlumbaz kalçalı, damızlık ve kasaplık ineğin - Yıldız dururken - ne diye güzel sanatlar tarihinin başına geçip oturduğuna kızdı. Kendi kendine acaba, dedi, ben mi yanlış düşünüyorum, Venüs güzelliğin ifadesi olmamalı, onun şöhreti mutlaka bilinmeyen san'atkârının kalem ve çekici kudretini gösterdiği içindir. Yoksa Venüsün güzellik yönünden hamur işine düşkün, zengin konakların sütninesinden hiç farkı yoktur. Apollon da öyle değil mi? Birisi kadın çirkinliğinin, öteki dumura uğramış erkek yumrucaklığının timsali. Sanki ne?...Kitap'tan sf. 258
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
güzel tasvirlerin olduğu iyi bir kitap
“Bir karış karı, keskin ayazı, tenha tenha sokakları ile berrak bir Ankara sabahı…” – Aka Gündüz
doğu kültüründe sevgiyi zorluklarıyla beraber iyi anlatmış
Sadece yazarın adı için aldım fakat beni aldığıma pişman etmedi.
Atatürk’ün en sevdiği 2 romandan biri olma özelliğini hakeden bir kitap. Milli Mücadele’nin çok insani bir yönünü anlatıyor. Tavsiye ederim