Erenköy (Renköy) bir zamanlar Rumların hiçbir kaygı duymadan gelenek ve göreneklerini, dinsel ayinlerini gönüllerince yaşadıkları bir beldedir Çanakkale’de.Rumlar, Erenköy (Bugünkü adıyla İntepe)’nin verimli topraklarında bağcılık ve şarapçılık yaparak geçinirlerdi. Ürünlerini değerlendirdikleri en uygun yer Çanakkale (Kal’a-i Sultaniye) panayırlarıydı.Erenköy’den giden yaşlı bir çiftin yıllar sonra söylediği şu sözler çok şey anlatmaktadır:“Erenköy bağları ve bahçeleriyle yeryüzünde bir cennetti, oradan ayrılmamız cennetten kovulmayla aynı şeydi.”Bu romanda Erenköy’ün en varlıklılarından Dimitri’nin kızlarının Türk gençleriyle aşkları o günlerin gerçekliğiyle anlatılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte din ve milliyetçilik öne çıkınca her iki tarafı da huzursuz eden olaylar yaşanmıştır. Bundan en çok etkilenenler de birbirlerini sevmekten başka suçları olmayan bu gençlerdi.
Üç gündür okuyorum bu kitabı, pek sevemedim anlatım dilini. Aslında konusu çok güzel ancak dediğim gibi anlatım dili sanki düzyazı okurmus gibi tat vermiyor. Romanda geçen diyaloglar bile sanki oyunculara sufle verirmis gibi ruhsuz ve duygusuz kelimeler kullanılmış. Yaşanılan olaylar ( aşk )da hemen oldu- bittiye getirilerek konular arası hızlı geçişler yapılmış. yani nasıl desem kitap Çanakkale’de 1910 lu yıllarda yaşanmış, birinci dünya savaşı öncesi yaşanmış olayları ve kurgusallık katarak imkansız gibi görülen bir kaç aşkı birden anlatıyor. Cümlelerin modu düşük sanki çocuk hikayesi veya maslı anlatır gibi basitçe kurulmuş ve sürekli kendini tekrar eden farklı kelimelerle aynı anlamı taşıyan cümleler kullanılmış. Kısacası kitabı okurken yoruldum yani. Bitirmiş olmak için bitirmeye çalıştım ve bitti çok şükür.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Üç gündür okuyorum bu kitabı, pek sevemedim anlatım dilini. Aslında konusu çok güzel ancak dediğim gibi anlatım dili sanki düzyazı okurmus gibi tat vermiyor. Romanda geçen diyaloglar bile sanki oyunculara sufle verirmis gibi ruhsuz ve duygusuz kelimeler kullanılmış. Yaşanılan olaylar ( aşk )da hemen oldu- bittiye getirilerek konular arası hızlı geçişler yapılmış. yani nasıl desem kitap Çanakkale’de 1910 lu yıllarda yaşanmış, birinci dünya savaşı öncesi yaşanmış olayları ve kurgusallık katarak imkansız gibi görülen bir kaç aşkı birden anlatıyor. Cümlelerin modu düşük sanki çocuk hikayesi veya maslı anlatır gibi basitçe kurulmuş ve sürekli kendini tekrar eden farklı kelimelerle aynı anlamı taşıyan cümleler kullanılmış. Kısacası kitabı okurken yoruldum yani. Bitirmiş olmak için bitirmeye çalıştım ve bitti çok şükür.
Bu kitabı okuduktan sonra hep gittiğim yerleri asında hiç tanımadığımı anladım. Kitabın betimlemesi harika herkese tavsiye ederim.
Çanakkaleli olarak okumaktan keyif aldığım ve elimden bırakamadığım bir kitap.
bir Çanakkaleli olarak yıllar önce gereyan etmiş kurgulanmış olayları okumak oldukça merak uyandırıcı ve sürükleyici bir roman.