Bu kitap, genelde tüm dünyada, özelde dinsel gelenekler bağlamında oldukça zengin bir geçmişe sahip olan Anadolu ve Mazopotamya coğrafyasında yapılan arkeolojik çalışmaların arkeolog ve din bilimcileriyle disiplinlerarası bir düzlemde yapılmasını teklif etmektedir. Arkeolog ve dinler tarihçilerinin ortak çalışmalarla üretecekleri kavramlar, ortak bir dilin inşa edilmesine vesile olacak ve böylece problemlerin çözümüne katkı sunacaktır. Dolayısıyla din arkeolojisi, yeni bir disiplin olarak değil, disiplinlerin duvarlarını aşan ortak bir alan olarak önerilmektedir. Bu durum geçmişi anlamanın önündeki engellerin asgari düzeye inmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda son dönemlerin önemli arkeolojik keşiflerinden Göbekli Tepe, oldukça zengin tasvir ve sembol dünyası ile ortak bir çalışma alanı olarak öne çıkmakta ve buradaki teorik düzlemin pratikteki izdüşümü olarak belirmektedir.
Göbekli Tepe hakkında müzede bile çok garip bir tanıtım yapılmakta. Bu kitapta daha objektif bir bakış açısı mevcut. En önemlisi de “dinleri tarım toplumlarının yarattığı” fikrini eleştiren güzel bir araştırma.
Bir tez çalışmasının kitap sunumu… Son derece özgün; sanat, tarih, inanç vs. açısından da basmakalıp söylemleri kıracak ifade ve tespitlere yer verilmiş. Okurlarının düşünce ufkunu genişleteceğini düşünüyorum.
Kitabı basılmadan önce büyük ölçüde okuma imkanı bulduğum için hemen bir değerlendirme yapabilirim. Yazar bir Dinler Tarihi uzmanı olarak son dönemler itibarıyla müslüman bilim dünyasının pek ilgi duymadığı arkeoloji alanına eğilmektedir.Ancak Özgün ve multidisipliner bir yaklaşımla Dinler Tarihi ile Arkeoloji’nin izdivacından nur topu gibi bir bebeğin doğması arzu edilmektedir:Din Arkeolojisi. Üstelik teori Göbeklitepe so mutluğu üzerinden yükseltilmektedir.Yazarın,Din Arkeolojisi’nin Ebu Hanife’si olacağına inanıyorum.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Göbekli Tepe hakkında müzede bile çok garip bir tanıtım yapılmakta. Bu kitapta daha objektif bir bakış açısı mevcut. En önemlisi de “dinleri tarım toplumlarının yarattığı” fikrini eleştiren güzel bir araştırma.
düşüncelerine değer verdiğim bir hocanın önerdiği kitap merak edip aldım.
Bir tez çalışmasının kitap sunumu… Son derece özgün; sanat, tarih, inanç vs. açısından da basmakalıp söylemleri kıracak ifade ve tespitlere yer verilmiş. Okurlarının düşünce ufkunu genişleteceğini düşünüyorum.
Kitabı basılmadan önce büyük ölçüde okuma imkanı bulduğum için hemen bir değerlendirme yapabilirim. Yazar bir Dinler Tarihi uzmanı olarak son dönemler itibarıyla müslüman bilim dünyasının pek ilgi duymadığı arkeoloji alanına eğilmektedir.Ancak Özgün ve multidisipliner bir yaklaşımla Dinler Tarihi ile Arkeoloji’nin izdivacından nur topu gibi bir bebeğin doğması arzu edilmektedir:Din Arkeolojisi. Üstelik teori Göbeklitepe so mutluğu üzerinden yükseltilmektedir.Yazarın,Din Arkeolojisi’nin Ebu Hanife’si olacağına inanıyorum.