Nietzsche Ağladığında ile tanınan yazar Irvin D. Yalom’dan yine bir “kült” roman. Divan yoğun, şaşırtıcı ve sürükleyici...Yakınlarımızla yaşayamadığımız mahremiyeti bir kurum olarak paylaşan psikiyatristlerin ne ölçüde sahici ve samimi oldukları. Psikiyatrist ve hastası arasındaki mahremiyetin sınırları; seksin terapideki (varsa) yeri. Hayal ve hakikat ilişkisi. En mahrem sırlarımıza vâkıf olan psikiyatristlerin bu “mahrem yükler”i taşırken kendi mahremiyetlerindeki dalgalanmalar karşısında nasıl tökezledikleri. Genç bir hekim, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin başkanlığını yapmış, şimdi ise hastasıyla cinsel ilişkiye girmekle suçlanan bir meslektaşını sorgulamakla görevlendirilir. Suçlanan psikiyatrist, katı kurallara dayalı hasta-hekim ilişkisinin aşılmasını savunmaktadır: “Benim tekniğim, her türlü tekniği bir yana bırakmaktır” der. Genç hekimin tüm yaşamını değiştirecek olan bu görüşmeyle birlikte sevgi, hakikat, otorite, doğruluk, kibir, hınç... ve yalan üzerine, “içeriden anlatılan” bir yolculuk başlar.
Irvın D. Yalom, hasta portföyünün değişik ve değişken, bağımlı ve zaaflı kimliklerini akıcı bir dille betimleyip karakterleri çözümlerken işin bir de öbür boyutunu ele almayı unutmamış. Aynı süreci psikiyatristler için de gerçekleştirmiş; içini dışına çıkararak, ustaca bir üslupla… Aslında Nietzsche Ağladığında romanından farklı gibi görünse de şahsen ben o ince, oya gibi işlenen, adım adım örülen çözülmenin zevkini bu kitapta da yaşadım. Çoğu insan için içeriğinin yaşanırken kaybolduğu veya yakalanamadığı anlarına yöneltebildiği kuş bakışının, bazen de mikro sorgulamalı yaklaşımının çok etkileyici olduğunu düşünüyorum. Yaşamak bir meslek değildir ama Irwin D. Yalom mesleğini tekrar yaşama dönüştürmüş. Yaşam içindeki var olan hırpalayıcı, itiş kakışlı ilişkileri, tecrübelerinden geri dönüştürerek, yazarlık yeteneğinin hüneriyle de bezeyerek onu tekrar bir kurguyla yapıt şekline soktuğu birikimlerini ilgili okumamışlara ya da kararsızlara rahatlıkla tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Irvın D. Yalom, hasta portföyünün değişik ve değişken, bağımlı ve zaaflı kimliklerini akıcı bir dille betimleyip karakterleri çözümlerken işin bir de öbür boyutunu ele almayı unutmamış. Aynı süreci psikiyatristler için de gerçekleştirmiş; içini dışına çıkararak, ustaca bir üslupla… Aslında Nietzsche Ağladığında romanından farklı gibi görünse de şahsen ben o ince, oya gibi işlenen, adım adım örülen çözülmenin zevkini bu kitapta da yaşadım. Çoğu insan için içeriğinin yaşanırken kaybolduğu veya yakalanamadığı anlarına yöneltebildiği kuş bakışının, bazen de mikro sorgulamalı yaklaşımının çok etkileyici olduğunu düşünüyorum. Yaşamak bir meslek değildir ama Irwin D. Yalom mesleğini tekrar yaşama dönüştürmüş. Yaşam içindeki var olan hırpalayıcı, itiş kakışlı ilişkileri, tecrübelerinden geri dönüştürerek, yazarlık yeteneğinin hüneriyle de bezeyerek onu tekrar bir kurguyla yapıt şekline soktuğu birikimlerini ilgili okumamışlara ya da kararsızlara rahatlıkla tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.
Bu gidişle bütün kitaplarını okuyacağım.
psikolojik danışmada etik kuralları algılamak için okunması gereken kitaplardan birisi
Çok akıcı bir kitap bayıldım!
yalom un her kitabını herkes okumalı bu özellikle çok sürükleyiciydi