Peyami Safa’nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman” olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar tarafından Türk edebiyatında bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Tanpınar dediği gibi, “acının ve ıstırabın yegâne kitabı” olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir. Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa’nın Erenköyü’ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunuyor.
Bu kitabı okuduktan sonra Türkiye’nin Dostoyevskisi de işte bu yazar dedim resmen. Peyami Safa’nın yaptığı psikolojik tahliller tek kelimeyle mükemmeldi, resmen o karakterin kılığına bürünmüşüm ve tüm bunları ben yaşamışım gibi hissettim. Otobiyografi olduğu yönünde iddialar olsa da kanıtlanmış değil. Tavsiye ettiğim bir roman…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Peyami Safa nin dilini çok beğendim tavsiye ederim
keşke daha uzun olsaydi diyeceğiniz içinde eski kelimelerin olduğu ama meraktan bir çırpıda okunan bir kitap..
Bu kitabı okuduktan sonra Türkiye’nin Dostoyevskisi de işte bu yazar dedim resmen. Peyami Safa’nın yaptığı psikolojik tahliller tek kelimeyle mükemmeldi, resmen o karakterin kılığına bürünmüşüm ve tüm bunları ben yaşamışım gibi hissettim. Otobiyografi olduğu yönünde iddialar olsa da kanıtlanmış değil. Tavsiye ettiğim bir roman…
Peyami Safa’nın daha çok sevdiğim kitapları arasında değil ama okunmalı. Güzeldi
hayatımda okuduğum en kötü kitap olabilir.