"Bak şu bahçenin güzelliğine. Şu şeftaliye, şu eriğe, şu çiçeklere bak!... Hepsi birlikte güzel... Bir ülkenin içinde ne kadar din, dil, ırk varsa o kadar zenginliktir bu... Budur sana, Sinoplulara, Ayancıklılara ve Türklere son sözüm: Tek meyveyle bahçe olmaz!..." -Ayancıklı Baba Yorgo-
Mübadele yılları ve o yılların aileleri nasıl dağıttığını, hayatlarını nasıl ikiye böldüğünü anlatan güzel bir araştırma yazısı. Gerçek hayat hikayeleri olması, yazarın bu araştırmayı aynı zamanda roman gibi yazması kitabın okunurluluğunu artırmış. Kitapta anlatılan ailelerden tanıdıklar olması benim için daha da duygusallaştırıyor konuyu. Yazar o yılların dramını tanıklarıyla anlatarak mübadale yılları ile ilgili daha doğru bilgiler edinmemizi sağlamış.
kitap gerçekten güzel. Hikayelerin gerçek hayat hikayesi olması ve yazarın büyük çabalar sarfederek bu konulara ulaşması takdire değer.Anlatılan hikayelerin bir çoğu birbirine benzediği için bazen insanı sıksa da yine de zevkle bir gecede okudum. Ancak kafama bazı sorular takıldı ve cevaplarını bulamadım. Mesela Yunanistan’la yapılan mübadele sonucu Türkiye’ye getirilen Türklerin hiçbiri Türkçe bilmediklerini ve bu nedenle çok sıkıntı çekip toplum tarafından dışlandıklarını anlatmışlar. Bildiğim kadarıyla Türkler Rumeli’ye geçtikten sonra Anadolu’dan Türkler Rumeli’ye yerleştirilerek o bölgelerde kalıcı bir Türk hakimiyeti sağlanmaya çalışılmış. Ama insanlar aradan geçen zamanda nasıl anadillerini unutmuşlar bunu bir türlü çözemedim. Bu konuda bilgisi olanların cevap vermesini rica ediyorum. Teşekkür ederim
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Mübadele yılları ve o yılların aileleri nasıl dağıttığını, hayatlarını nasıl ikiye böldüğünü anlatan güzel bir araştırma yazısı. Gerçek hayat hikayeleri olması, yazarın bu araştırmayı aynı zamanda roman gibi yazması kitabın okunurluluğunu artırmış. Kitapta anlatılan ailelerden tanıdıklar olması benim için daha da duygusallaştırıyor konuyu. Yazar o yılların dramını tanıklarıyla anlatarak mübadale yılları ile ilgili daha doğru bilgiler edinmemizi sağlamış.
kitap gerçekten güzel. Hikayelerin gerçek hayat hikayesi olması ve yazarın büyük çabalar sarfederek bu konulara ulaşması takdire değer.Anlatılan hikayelerin bir çoğu birbirine benzediği için bazen insanı sıksa da yine de zevkle bir gecede okudum. Ancak kafama bazı sorular takıldı ve cevaplarını bulamadım. Mesela Yunanistan’la yapılan mübadele sonucu Türkiye’ye getirilen Türklerin hiçbiri Türkçe bilmediklerini ve bu nedenle çok sıkıntı çekip toplum tarafından dışlandıklarını anlatmışlar. Bildiğim kadarıyla Türkler Rumeli’ye geçtikten sonra Anadolu’dan Türkler Rumeli’ye yerleştirilerek o bölgelerde kalıcı bir Türk hakimiyeti sağlanmaya çalışılmış. Ama insanlar aradan geçen zamanda nasıl anadillerini unutmuşlar bunu bir türlü çözemedim. Bu konuda bilgisi olanların cevap vermesini rica ediyorum. Teşekkür ederim