“...Fikret, elektriğe çarpılmış gibi titriyordu. Onun titremesiyle elindeki kahve tepsisi titriyor, tepsinin içindeki fincanlar sallanıyordu. Sanki deprem oluyordu. Fikret titredikçe fincan ve tabaklar birbirine vuruyor, takır takır sesler odada çınlıyordu. İkisi de susmuş sadece kahve fincanlarıyla tabakları konuşuyordu. Adeta Fikret’in içindeki depremi, iç dünyasındaki duygularının sallantısını yansıtıyordu fincanlarla tabaklar...”Bu kitap, 1950'li yılların o günün doğasıyla, insanıyla, yaşanmışlıklarıyla, yer yer Ege kültürü ve şivesiyle, ille de kadınıyla Türkiye genelindeki toplumsal olayların bir izdüşümü.Ege kültürünü kalıcı kılmak için kurgulanmış bir roman. Kimbilir; belki de okuyucunun yüreğine, belleğine dokunur da düşünür diye...
Sayın Pembe Tunçel in eline ve yüreğine sağlık. Güzel, hüzünlü ve buruk bir hikaye. İnsanın içini acıtıyor. Bir baba kızına bunları yapabilir mi ? İnsanın aklı almıyor. Fakat sonunda yine herşeyin cezasını kadınlar çekiyor. Bu ne zaman değişecek bilmiyorum. Yazar ayrıca Ege kültürü ile ilgili güzel bilgiler veriyor. Kitap severlere tavsiye edilir.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Sayın Pembe Tunçel in eline ve yüreğine sağlık. Güzel, hüzünlü ve buruk bir hikaye. İnsanın içini acıtıyor. Bir baba kızına bunları yapabilir mi ? İnsanın aklı almıyor. Fakat sonunda yine herşeyin cezasını kadınlar çekiyor. Bu ne zaman değişecek bilmiyorum. Yazar ayrıca Ege kültürü ile ilgili güzel bilgiler veriyor. Kitap severlere tavsiye edilir.
Gerçekten kırık bir aşk hikayesi. İnsanı hüzünlendiren ama keyifle okunan bir eser.
Tesadüfi karşılaştım ve çok etkilendim. Gayet akıcı ve biraz da yürek parçalayıcı.