Anaerkil aileden ataerkil aile dönemine geçerken çekilen sancılar unutulmuş, yeniden, yeni sancı seansları özlenir hale gelmiştir sanki. Yeryüzünün efendileri zaman zaman efendilik payelerini söküp neden yeniden kölelikten efendiliğe yükselmek için yolun ta başına dönme hevesine kapılırlar anlaşılır gibi değil. Bu durum, doğru yol varken önce inadına eğride, zaman ve ömür harcamak isteyen inat abidelerinin şapşallığına benzemez mi!?.. İnsanda merak; özlenen, istenen bir melekedir. Zaten yaradılışı da bu esas üzerine kurulmuştur. Araştırır, sorar, öğrenmek ister. Bu meraklara ve sorulara ehillerince cevap verildiği sürece zaman kaybetmeyecek, hazıra konacaktır. Hal böyleyken, doğru yol gösterilen yeni neslin illaki deneyeceğim, yanan soba sıcak diyorsun ama bende elimi yakarak tecrübe edineceğim demesi akıllara ziyandır… İşte bu esastan yola çıkarak, zaman ve zemin değişse de gerçek aynı gerçek, doğru aynı doğru olduğu savına inanarak diyorum ki; hatalarla zaman kaybetmeyin, sadece hatası sevabı kesinleşmeyen konularda arayış içinde olun… Zaman bir daha kazanılması mümkün olmayan en büyük servettir. 5 yaşında babasının her şeyi bildiğine inanıp, 30 yaşında hiç bir şey bilmediğine inanırken, 50 yaşına varınca ah! Babam olsaydı da şimdi akıl verseydi pişmanlığında kıvranmayın… Ben her ne kadar bu kitapta; yetmişli yıllarımla başlayan çocukluk ve gençlik yıllarımdaki gençliğin toplum içindeki; eğitsel, öğretsel, siyasal, sosyal ve inançsal yapısıyla, 2018 yıllarında göre bildiğim gençlik arasındaki tezatları anlatarak, kendimce yol göstermeye çalışsam da, gerçekler dün ne ise bu günde aynı, yarında aynı olacaktır… Çaba bizden, ecir yüce Mevla’dan, takdir, siz sevgili okuyucularımdan…
Kitap Yorumları - (0 Yorum)