Gereksiz Bir Adamın Güncesi, Turgenyev’in dünya edebiyatında kalıcı bir iz bırakarak birçok yazara esin veren “Gereksiz Adam” tiplemesine kaynaklık eden unutulmaz öyküsünü de içeren bir derleme. Gereksiz Bir Adamın Güncesi, 1840’larda Rusya’da birçok yazarın zihnini meşgul eden popüler bir toplumsal olguyu ele alır. Başına gelen talihsizliklerin sebebini yine kendisinde arayan Çulkaturin günlerini buruk bir tatminsizlik ve gereksizlik duygusuyla geçirmektedir. En yakınlarının yanında, ailesi ve sevdiği kadınla birlikteyken bile kendini gereksiz hissettiği için hiç kimse tarafından ciddiye alınmadığını düşünmektedir. Turgenyev’in keskin gözlem gücünü yansıtan bu öykü derlemesinde “gereksizlik duygusu”nun nasıl kişisel bir olgu olmaktan çıkıp modern zamanların yaygın bir toplumsal hastalığına dönüştüğünü büyük ve öngörülü bir edebiyatçının kaleminden okuyacaksınız. “Turgenyev’in eserleri yalnız kurulu düzenin iktidarını değil toplumsal dokudaki hastalıkların tahrip edici etkilerini de gösterir.” VICTOR RIPP
Çeşitli öykülerden oluşan eser adını bu öykülerden birisinden almış.. Öyküler genel anlamda buhran havası içerisinde hissettirdi bana.. Dostoyevski’de hissettiğiniz buhranları Turgenyev’de de hissedebilirsiniz; fark olarak Dostoyevski’nin edebi dili ziyadesiyle akıcı ve sanatsal olmasına karşılık Turgenyev çok sade ve edebi süslemelerden uzak..
Temel olarak iki yazarın da inanç arayışında inanç kavgasında olduğu izlenimi uyandı bende.. Bizim öz kültürümüze oldukça uzak olan iki yazar da hayatın içinden kesitler sunmuş olmasına rağmen dikkatle okunması gerekli eserleri dünya tarihine miras olarak bırakmışlar..
Kesinlikle okuyun tavsiyesinde bulunamam ancak 2-3 öyküsünü beğendim, bu açıyla değerlendirerek okuyabilirsiniz..
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Klasikler gibisi yok. keyifle okudum. tavsiye ederim.
Çeşitli öykülerden oluşan eser adını bu öykülerden birisinden almış.. Öyküler genel anlamda buhran havası içerisinde hissettirdi bana.. Dostoyevski’de hissettiğiniz buhranları Turgenyev’de de hissedebilirsiniz; fark olarak Dostoyevski’nin edebi dili ziyadesiyle akıcı ve sanatsal olmasına karşılık Turgenyev çok sade ve edebi süslemelerden uzak..
Temel olarak iki yazarın da inanç arayışında inanç kavgasında olduğu izlenimi uyandı bende.. Bizim öz kültürümüze oldukça uzak olan iki yazar da hayatın içinden kesitler sunmuş olmasına rağmen dikkatle okunması gerekli eserleri dünya tarihine miras olarak bırakmışlar..
Kesinlikle okuyun tavsiyesinde bulunamam ancak 2-3 öyküsünü beğendim, bu açıyla değerlendirerek okuyabilirsiniz..