Dolunay kendini suyun girdaplarından kurtardı, yukarıya, göğün simsiyah çayırına aldı. Birisi onu çağırmıştı. O bu çağrıyı yanıtlamadan yitirmişti kendini çağıranı. Köprüye baktı, yoktu, yollara baktı, yoktu. Kimdi onu çağıran? Aşağıda uzayıp giden her şeyi ışığıyla aydınlattı, ama kendisini çağıranı bulamadı. Aramanın boşuna olduğunu anladığında bıraktı aramayı. Bunca insan içinde kimbilir hangi umarsız yürek çağırmıştı onu. Işığıyla Gümüşay ırmağını, yolları, ormanları ve kayaları aydınlatırken Ayıini mağarasını gördü. Mağara girişini aydınlattı. Bir yüz aydınlandı onun ışığında, tertemiz, umutlu ve kararlı bir yüz. O yüze verdi kendini ay. O yüzle bütünleşti.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)