İçimden yükselen nutka nokta koyyorum.Bizimkiler deyince aklıma ortaokulda biyoloji dersinde okuduğumuz tırtıl böcekleri geliyor. (Yine biyoloji dersi, ne çok takmışım bu derse). Koza yapmak için kendilerini içeriye hapsederlermiş. Delip çıkabilenler kelebek, çıkamayanlar ise artık ölü böcek olurmuş. Bir de rismi vardı. Kozasının ucundan başını çıkartmış bir kelebek resmi. Bizimkiler, ben de dahil tırtıl böcekleriydik. Hayatımız kısa olacaktı. Bizi, belliydi. Bile bile örüyorduk kozamızı, isteyerek değil elbette, mecburduk. Bizim kuşağın kelebek olma şansı yoktu.
seksen öncesinin sağcıları rauf,süleyman hayri ve solcusu cavit darbeden sonra rauf bir şair bozuntusu cavit reklamcı bozuntusu süleyman bürokrat bozuntusu hayri ise mafya bozuntusu olmuşlardır iş hayatında ki bu başarısızlıklarının yanına birde pespaye olmuş özel hayatları eklenen bu adamlar bir adam kaçırıp vole vurmayay kalkışırlar her nasılsa başarılı olur voleyi vurular ve paralı birer müsvedde olurlar bence zaman kaybı olur seksen öncesi ve sonrasını romanlardan okumak için alev alatlı en iyi tercihtir.
İletişim profesörü olan M. Naci Bostancı’nın Ötüken Yayınları arasında neşredilen Işığın Gölgesi adlı romanı ile birlikte değerlendirilmesi gereken; belgesel sayılabilecek bir romanı olarak dikkati çekmektedir. Romanda 12 Eylül fırtınası sonrasında çeşitli yönlere savrulan ülkücü “gazi”lerin ilginç öyküleri içiçe işleniyor. Özellikle “ülkücü mafya” olarak şekillenen yapılanmanın ne idüğü konusunda çok başarılı tanım ve tesbitler, eserin kalıcılığını arttırmakta. Bir de tenkid: Macera , kitabdaki gibi bütün kahramanlar için “hep hüsran ile” bitmemeli idi. Hiç değilse bir tane ülkücünün yüzünün gülmesini beklerdim onca acı ve kahrın ardından… Çok mu şey istedim yoksa ; genç damarları oluk oluk terketmiş kanlara, sevgililerin gözbebeklerinde erimemiş gözlerden dökülen gözyaşlarına, hiç bir hazzı yaşayamadan hayatı riske edişlere karşılık ? Hiç sanmam.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
seksen öncesinin sağcıları rauf,süleyman hayri ve solcusu cavit darbeden sonra rauf bir şair bozuntusu cavit reklamcı bozuntusu süleyman bürokrat bozuntusu hayri ise mafya bozuntusu olmuşlardır iş hayatında ki bu başarısızlıklarının yanına birde pespaye olmuş özel hayatları eklenen bu adamlar bir adam kaçırıp vole vurmayay kalkışırlar her nasılsa başarılı olur voleyi vurular ve paralı birer müsvedde olurlar bence zaman kaybı olur seksen öncesi ve sonrasını romanlardan okumak için alev alatlı en iyi tercihtir.
İletişim profesörü olan M. Naci Bostancı’nın Ötüken Yayınları arasında neşredilen Işığın Gölgesi adlı romanı ile birlikte değerlendirilmesi gereken; belgesel sayılabilecek bir romanı olarak dikkati çekmektedir. Romanda 12 Eylül fırtınası sonrasında çeşitli yönlere savrulan ülkücü “gazi”lerin ilginç öyküleri içiçe işleniyor. Özellikle “ülkücü mafya” olarak şekillenen yapılanmanın ne idüğü konusunda çok başarılı tanım ve tesbitler, eserin kalıcılığını arttırmakta. Bir de tenkid: Macera , kitabdaki gibi bütün kahramanlar için “hep hüsran ile” bitmemeli idi. Hiç değilse bir tane ülkücünün yüzünün gülmesini beklerdim onca acı ve kahrın ardından… Çok mu şey istedim yoksa ; genç damarları oluk oluk terketmiş kanlara, sevgililerin gözbebeklerinde erimemiş gözlerden dökülen gözyaşlarına, hiç bir hazzı yaşayamadan hayatı riske edişlere karşılık ? Hiç sanmam.