Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia’nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır; Mi Mi adlı gizemli bir kadına 40 yıl önce yazılmış ama gönderilmemiş bir mektup. Babasının geçmişindeki gizemi çözme isteğiyle Julia kariyerini ve önünde onu bekleyen hayatı bir kenara koyar. Babasının kalbinin pusulasını takip ederek Mi Mi’nin bir zamanlar yaşamış olduğu yere gider. Yolculuğu onu doğunun esrarengiz bir bölgesine, küçük bir dağ kasabasına götürür. Orada babasını tanıyan ve kendisi hakkında da inanılmaz şekilde bilgi sahibi olan bir adamla karşılaşır. Merakına teslim olarak onunla buluşup ondan babasının gençliği hakkında şaşırtıcı hikâyeler dinler; çocukken kör olmuş, manastırda yetiştirilmiş ve hepsinden öte oralı bir kıza delice bir tutku beslemiştir. Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler, Amerika, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Japonya, Sırbistan, İsrail ve Hırvatistan’da sadece, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle yüz binlerce sattı, en çok konuşulan kitaplardan biri oldu.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Maalesef çok beğenerek okuduğumu söyleyemeyeceğim…
kurgu güzel dili akıcı hikaye çok güzel.
Sonu daha iyi bitebilirdi diye düşünüyorum. Yine de güzel bir hikayeydi, akıcı, sıkılmadan okunacak bir kitap.
Arkadya Yayınlarından yine şahane bir çıkış. Çabuk bitirdiğim bir eser oldu.
Açıkçası hayal kırıklığına uğradım. Bekledigim etkiyi yaratmadı bende.