“Koronavirüs pandemisinin beraberinde getirdiği şartlar altında normalliğe dönmek için can atmak gayet normal. İktidarların bizi ‘bildik yollara’ geri döndürmek için ellerinden geleni yapacağına hiç şüphe yok. Peki biz normallik olarak kabul edilen distopyaya sorgusuz sualsiz, kuzu kuzu dönecek miyiz? Yoksa başka bir şimdi hayal etmeye, gerekirse onun için savaşmaya hazırlanarak mı geçireceğiz şu ânı?” Yanis Varoufakis’in bu sözleri, Her Şey Değişmeli!’deki ortak arayışı özetliyor. İçinde bulunduğumuz durumun sorumlusu olan finansal kuruluşlar hızla sisteme “format atmak” peşindeyken, daha adil bir dünya için farklı alanlardan alternatif çözüm önerileri getiren konuşmacılar, bu anlatıya kendi çözümlerimizle yanıt vermemiz gerektiğini, kapitalizmin “büyük sıfırlama” adını verdiği Truva atını yenmemiz gerektiğini hatırlatıyor bize. Teknolojinin kontrolünü elinde bulunduran az sayıdaki şirketin özelleştirdiği kamusal hayatı, siyaseti geri almak için; sağlık, eğitim, barınma ve emeğin daha az baltalandığı bir dünya için çalışan; bu uğurda benzersiz bir formül bulmaktan ziyade bilgiye dayalı önerilerin paylaşıldığı bir ortak çalışma hedefleyen ve Uluslararası Halklar Meclisi, İlerici Enternasyonal, Avrupa’da Demokrasi Hareketi 2025 (DiEM25) gibi inisiyatiflerde bir araya gelen katılımcılar şu çağrıyı yapıyorlar: “Önümüzdeki dönemde topluluklarımız ve kurumsal yapılarımız eşi benzeri görülmemiş sınavlara tabi olacak; tüm bilgimizi, zamanımızı ve uzmanlığımızı ânın hizmetine sunmamız gerekecek. Devrimcinin vazifesi mücadele etmektir; başka bir şimdi için siz de katılın mücadelemize.”
Kitap Yorumları - (0 Yorum)