Neden “Hüzünlerin Peygamberi” dedik? Peygamberimiz henüz doğmadan önce babasını, altı yaşlarındayken annesini, sekiz yaşlarındayken dedesini kaybetmenin acı ve hüznünü peş peşe yaşadı. Belki bunlardan daha acı olanı, bir baba olarak erkek evlatlarını kaybetmenin derin acı ve hüznünü yaşadı. Bunları yaşarken müşriklerin aşağılamalarına ve alaylarına maruz kaldı. Bütün bunlar acılarını ve hüzünlerini daha da derinleştirdi. Peygamberlik süresince davetinin muhatapları tarafından ve özellikle amcası tarafından çeşitli hakaretlere ve fiili saldırılara maruz kaldı. En büyük dayanaklarım dediği amcasını ve sevgili eşini kaybetti, acı ve üzüntüsü daha da arttı. Bu öyle bir acı ve üzüntü oldu ki, o yıl daha sonraları müminler tarafından “Hüzün Yılı” olarak adlandırıldı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
konu aslında ilginç ama zayıf bir kitap. sınırlı sayıda ve zayıf örnekler var