Hz. Muhammed, bütün insalara peygamberdir:De ki: Ey İnsanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin Hükümranı, O'ndan başka tanrı bulunmayan, dirilten ve öldüren Allah'ın, hepinize gönderdiği peygamberiyim..Araf, 7/158Yaratıcımız olan Allah'ın, hayatın anlamı ve akibeti hakkında elçilerinin sonuncusu Hz.Muhammed aracılığı ile insanlığa ilettiği haber hidayet, Kur'an-ı Kerim'dir. Bu temel haberin ve ölçünün kavranması ve uygulanmasında örnek alacağımız öncü insan ise Rabbimizin hikmet ihsan ettiği ve bizim gibi bir kul olan Allah'ın Elçisi Hz. Muhammed'dir.Müslümanlar vahiyden ve Kur'an'ı kavrama ve uygulama örnekliğinden uzaklaştıkça itikadi, siyasi, sosyal, kültürel, ahlaki sorunlarla kuşatıldılar. İşte İbrahim Sarmış'ın bu çalışmasında, Rasulullah'ı doğru anlamının doğru bir Allah ve Kur'an algısı ile mümkün olacağı işleniyor. Sarmış, mezhebi ve felsefik tartışmalarla üretilmiş olan değerlerle değil, Rabbimizin ilettiği vahyi ölçülere dayanan doğru bir rasul algısını ortaya koymaya çalışıyor.
İbrahim Sarmış, peygamberimizi yanlış anlamanın çeşitli öneklerini vererek doğrulara işaret ediyor. Bunu cesaretle yaptığını söylemeliyim,zira birçok alim gerçekleri bilmesine rağmen bunu açığa vurmakta tereddüt yaşıyor. Üslubu, hurafelere dayanan bir peygamber imajı çizenlere sevimsiz gelebilir. Lakin Kur’an kaynaklı değerlendirmeler olması sebebiyle,gerçeği arayanların yüreğine su serpiyor. Asırlarca İslam’a yamanan sahte bilgilerin kısırlığı ortaya çıkıyor eserde.Alternatif bir siyer çalışması.Hakikati merak edenlere..
Yazar bu eserinde, bir çok çelişkiler yaşamaktadır.Peygamberi Doğru Anlamak deniliyor, ancak, doğru anlamak yolunda önemli bir çabanın harcandığını göremiyoruz. Yazar, kendi fikriyatına uymayan olayları ve düşünceleri ele alıp eleştirmekten asıl konuya gelmeye fırsat bulamıyor. Fırsat bulamıyor derken; bir çok yerde aslında eleştirileri boşa çıkıyor.Mesela, bir yerde; “şimdiye kadar Hz. İbrahim’in kurban edilen oğlunun İsmail olduğunu biliyorduk, halbuki İshakmış,” deniliyor. Yani, yazar burada, rivayetlere pek güvenmediğini belirtiyor.O zaman yazara şöyle soruyoruz; İsmail olduğuna inanmadığınıza “tamam” diyoruz. Peki, İshak olduğunun doğruluğuna nasıl kanaat getirdiniz. Sonuçta İshak olayı da bir rivayet değil mi?Evet, çoğu yerde çelişkiler malul…Bana göre ismiyle müsemma bir eser olmamış…
Değerli yazar İbrahim Sarmış’ın bu güzel eseri sahasında pek fazla rastlanan eserlerden değil ne yazıkki…Çünkü, tarih boyunca müslümanların din ve peygamber anlayışı Kur’an’dan ve sahih sünnetten oldukça uzaklaşmış.Bir nevi peygamberimiz Hıristiyanlar için Hz İsa’nın düşürüldüğü konuma düşürülmüş.Bu aşırı yüceltmeci anlayış güya dine hizmet adıyla yapılmış ancak dinin de Peygamberin de hayattan önemli ölçüde soyutlanmasına yol açmıştır.İşte bu kitapta yazar İ. Sarmış Kur’an persfektifiyle geleneksel din anlayışına önemli eleştiriler getiriyor ve tabir yerindeyse, müslümanların zihinlerinde yer etmiş olan hurafelerin Kur’an eleğinden geçirilerek ayıklanmasına çalışıyor.Bu yönüyle, bu eser ülkemizde benzerine az rastlanan nadide eserlerden biri olmayı fazlasıyla hak ediyor.
halk arasında dolaşan pek çok hurafeyi,alimlerin dinin birer parçası haline getirdiği israiliyat kökenli pek çok inanışı güzel bir dille red edeb bu eseri herkes defalarca okumalıdır.çünkü güzel dinimiz mesnedi olmayan bu tür yanlışlardan bir an önce ayıklanmalıdır.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
İbrahim Sarmış, peygamberimizi yanlış anlamanın çeşitli öneklerini vererek doğrulara işaret ediyor. Bunu cesaretle yaptığını söylemeliyim,zira birçok alim gerçekleri bilmesine rağmen bunu açığa vurmakta tereddüt yaşıyor. Üslubu, hurafelere dayanan bir peygamber imajı çizenlere sevimsiz gelebilir. Lakin Kur’an kaynaklı değerlendirmeler olması sebebiyle,gerçeği arayanların yüreğine su serpiyor. Asırlarca İslam’a yamanan sahte bilgilerin kısırlığı ortaya çıkıyor eserde.Alternatif bir siyer çalışması.Hakikati merak edenlere..
Yazar bu eserinde, bir çok çelişkiler yaşamaktadır.Peygamberi Doğru Anlamak deniliyor, ancak, doğru anlamak yolunda önemli bir çabanın harcandığını göremiyoruz. Yazar, kendi fikriyatına uymayan olayları ve düşünceleri ele alıp eleştirmekten asıl konuya gelmeye fırsat bulamıyor. Fırsat bulamıyor derken; bir çok yerde aslında eleştirileri boşa çıkıyor.Mesela, bir yerde; “şimdiye kadar Hz. İbrahim’in kurban edilen oğlunun İsmail olduğunu biliyorduk, halbuki İshakmış,” deniliyor. Yani, yazar burada, rivayetlere pek güvenmediğini belirtiyor.O zaman yazara şöyle soruyoruz; İsmail olduğuna inanmadığınıza “tamam” diyoruz. Peki, İshak olduğunun doğruluğuna nasıl kanaat getirdiniz. Sonuçta İshak olayı da bir rivayet değil mi?Evet, çoğu yerde çelişkiler malul…Bana göre ismiyle müsemma bir eser olmamış…
Değerli yazar İbrahim Sarmış’ın bu güzel eseri sahasında pek fazla rastlanan eserlerden değil ne yazıkki…Çünkü, tarih boyunca müslümanların din ve peygamber anlayışı Kur’an’dan ve sahih sünnetten oldukça uzaklaşmış.Bir nevi peygamberimiz Hıristiyanlar için Hz İsa’nın düşürüldüğü konuma düşürülmüş.Bu aşırı yüceltmeci anlayış güya dine hizmet adıyla yapılmış ancak dinin de Peygamberin de hayattan önemli ölçüde soyutlanmasına yol açmıştır.İşte bu kitapta yazar İ. Sarmış Kur’an persfektifiyle geleneksel din anlayışına önemli eleştiriler getiriyor ve tabir yerindeyse, müslümanların zihinlerinde yer etmiş olan hurafelerin Kur’an eleğinden geçirilerek ayıklanmasına çalışıyor.Bu yönüyle, bu eser ülkemizde benzerine az rastlanan nadide eserlerden biri olmayı fazlasıyla hak ediyor.
halk arasında dolaşan pek çok hurafeyi,alimlerin dinin birer parçası haline getirdiği israiliyat kökenli pek çok inanışı güzel bir dille red edeb bu eseri herkes defalarca okumalıdır.çünkü güzel dinimiz mesnedi olmayan bu tür yanlışlardan bir an önce ayıklanmalıdır.