"Bende artık bir kanaat hasıl olmuştu: Gerek Cephe Kumandanı ve gerek onun Erkanıharıp Reisi beni kızdırmak, izzeti nefsimi cerihadar etmek, istifaya mecbur eylemek için elbirliğiyle başkalarını tahrik ederek bir mesele çıkarmak istiyorlar. İsmet Paşa'nın sık sık, Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesinde de bir komplo kokusu var gibi. İstifa etmeyeceğim; fakat maiyetimdeki kumandanlardan aleyhime bir tahrik yapılır ise, o zaman vaziyet buhran kesbedecektir. Allah encamını hayır eylesin..." Bu hatıralarımla yeni yetişen nesle ibret levhaları gösterebilmiş, eskilere de tarihin karanlık sayfalarını tenvir edebilmiş isem, hayatımın son mükafatı olacaktır."
Ali İhsan Paşa’nın altı ciltten oluşan anılarının son cildi. İlk dört cilt Birinci Dünya Savaşı anılarını içeriyordu, son iki cilt ise İstiklal Savaşı anılarını içeriyor. Bundan önceki cilt, Büyük Taarruz öncesi yapılan hazırlıklar ve ordunun talim ve terbiyesi ile ilgili çalışmalardan bahisle son bulmuştu. Son ciltte ise, Ali İhsan Paşa ile İsmet Paşa’nın arasındaki çekişmeler had safhalara varmaktadır. İsmet Paşa bulunduğu makamın hakkını veremediğinden Ali İhsan Paşa bu duruma çıldırmakta sürekli uyarı mesajları göndermektedir. Ancak, kıdem olarak İsmet Paşa’dan kıdemli olsa da, askeri başarıları ve deneyimleri İsmet Paşa ile kıyaslanamayacak derecede ileride olsa da Mustafa Kemal onu İsmet Paşa’nın altında görevlendirdiğinden, elinden başka bir şey gelememektedir. İsmet Paşa önce Mustafa Kemal Paşa’nın desteğini arkasına alarak Ali İhsan Paşa’dan kurtulmanın yollarını arar, bunun için önce İstiklal Mahkemesinde yargılattırır ancak bir suç isnat edilemez. İstiklal Mahkemesinde başarısız olan İsmet Paşa bu kez Divan-ı Harp’te şansını dener ancak yine Ali İhsan Paşa’yı mahkum ettiremez. Çareyi Mustafa Kemal’i ikna ederek onu ordudan attırmakta bulur ve bunda muvaffak olur. Ali İhsan Paşa da 41 yaşında genç bir generalken üzerine hiç bir suç isnat edilemediği için emekliye sevkedilir! Bu ibret dolu anıları mutlaka okumanız dileğiyle.
Hem 1. dünya savaşının namağlup kumandanı olması,
Hem milli mücadeleyi başlatan kumandan olması,
Tüm zorlamalara rağmen ordusunu dağıtmamakta ısrar etmesi,
Hem İngilizlerin Sürgüne gönderdikleri ilk kumandan olması,
Ali İhsan Paşa’nın ne kadar değerli ve kıymetli bir şahsiyet olduğunu anlamak için kafidir.
Bu bab’da söylenecek çok söz var.
Bir gün muhahkak hak tahakkuk ve tebeyyün edecektir.
Her ne kadar İsmet Paşaya kızıp Mustafa Kemal’e bazı haksız sözler söylesede Maltadönüşünde Batı Cephesinde Ordu komutanlığını kabul ettikten sonra askerin talim terbiyesisilah ve cephane ile giyim kuşamlarının düzeltilmesinde çok faydası olmuş. Biraz kendinibeğenmiş olmasa ve bazı laf sözlerine dikkat etse imiş yerini Nurettin Paşaya kaptırmayacakmış.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Ali İhsan Paşa’nın altı ciltten oluşan anılarının son cildi. İlk dört cilt Birinci Dünya Savaşı anılarını içeriyordu, son iki cilt ise İstiklal Savaşı anılarını içeriyor. Bundan önceki cilt, Büyük Taarruz öncesi yapılan hazırlıklar ve ordunun talim ve terbiyesi ile ilgili çalışmalardan bahisle son bulmuştu. Son ciltte ise, Ali İhsan Paşa ile İsmet Paşa’nın arasındaki çekişmeler had safhalara varmaktadır. İsmet Paşa bulunduğu makamın hakkını veremediğinden Ali İhsan Paşa bu duruma çıldırmakta sürekli uyarı mesajları göndermektedir. Ancak, kıdem olarak İsmet Paşa’dan kıdemli olsa da, askeri başarıları ve deneyimleri İsmet Paşa ile kıyaslanamayacak derecede ileride olsa da Mustafa Kemal onu İsmet Paşa’nın altında görevlendirdiğinden, elinden başka bir şey gelememektedir. İsmet Paşa önce Mustafa Kemal Paşa’nın desteğini arkasına alarak Ali İhsan Paşa’dan kurtulmanın yollarını arar, bunun için önce İstiklal Mahkemesinde yargılattırır ancak bir suç isnat edilemez. İstiklal Mahkemesinde başarısız olan İsmet Paşa bu kez Divan-ı Harp’te şansını dener ancak yine Ali İhsan Paşa’yı mahkum ettiremez. Çareyi Mustafa Kemal’i ikna ederek onu ordudan attırmakta bulur ve bunda muvaffak olur. Ali İhsan Paşa da 41 yaşında genç bir generalken üzerine hiç bir suç isnat edilemediği için emekliye sevkedilir! Bu ibret dolu anıları mutlaka okumanız dileğiyle.
Hem 1. dünya savaşının namağlup kumandanı olması,
Hem milli mücadeleyi başlatan kumandan olması,
Tüm zorlamalara rağmen ordusunu dağıtmamakta ısrar etmesi,
Hem İngilizlerin Sürgüne gönderdikleri ilk kumandan olması,
Ali İhsan Paşa’nın ne kadar değerli ve kıymetli bir şahsiyet olduğunu anlamak için kafidir.
Bu bab’da söylenecek çok söz var.
Bir gün muhahkak hak tahakkuk ve tebeyyün edecektir.
Her ne kadar İsmet Paşaya kızıp Mustafa Kemal’e bazı haksız sözler söylesede Maltadönüşünde Batı Cephesinde Ordu komutanlığını kabul ettikten sonra askerin talim terbiyesisilah ve cephane ile giyim kuşamlarının düzeltilmesinde çok faydası olmuş. Biraz kendinibeğenmiş olmasa ve bazı laf sözlerine dikkat etse imiş yerini Nurettin Paşaya kaptırmayacakmış.