Kabe kutsal mekan... Allah’ ın koruduğu ev... Müslümanların güven içinde bulunabilecekleri tek yeryüzü alanı.. Kabe baskınları.. Allah’ ın koruduğu bu kutsal mekana yapılan saldırılar... Ve Kabe’ nin işgal tarihi....-ABD, Kâbe’yi nükleer silahlarla vurabilir mi? Eğer vurursa Ebabiller tekrar gelir mi?-El-Kaide, Kenya’daki terör eylemine niçin Kâbe Operasyonu adını verdi?-Bin Ladin, Kâbe’yi işgal etmek mi istiyor?-1979’da Ladin’in fikir babalarından Cuheyman ve adamları on altı gün boyunca Kâbe’ yi nasıl işgal altında tuttu ve Usame Bin Ladin, Cuheyman’ ın Kâbe’ yi işgali için ne dedi?-Kâbe’ yi Cuheyman’ ın işgalinden kurtaranlar Fransız jandarmaları mıydı; yoksa ABD şirketi Vinnell’in paralı subayları mıydı? -Ebabil kuşları Ebrehe’ nin fil ordusuna mikrop mu bulaştırmıştı? -Tapınak Şövalyeleri’ nin Mekke önlerinde ne işleri vardı?-Haccac’ ın mancınıklarla attığı kayalar Kâbe’de nasıl bir tahribat yaparken, Zemzemkuyusunu katlettiği hacıların cesetleriyle tıka basa dolduran yönetici kimdi?-Tünel kazarak Hz. Muhammed’ in cesedini kaçırmaya çalışanlar nasıl yakalanırken, Osmanlı, Kutsal Topraklar’da işlediği suçlardan dolayı hangi Suud kralını Sultanahmet’ de idam etti? -Vehhabiler Hz. Muhammed’ in türbesi üstündeki yeşil kubbeyi niçin yıkamadılar?-Hz. Muhammed’ in hadislerine göre Kâbe’ yi kimler yıkacak?Bu kitapta, bunlar ve bunlar kadar ilginç daha pek çok sorunun cevabını bulacaksınız...
İhvan, Arabistan’ın Necd bölgesinde yaşayan Arapların İbni Suud önderliğinde bir araya geldikleri Vahhabi mezhebi görüşleri etrafında toplandıkları teşkilattır. Vahhabilik mezhebini Arabistan’da hakim kılmak için uğraşan Necd bölgesinin Arapları 1744 Dir’iye İttifakı ile başlattıkları bu hareketi 1926 Hicaz’ı alarak başarıya ulaştırmışlardır.Fakat daha sonraki dönemlerde Suudi Arabistan’da petrolün bulunması ile kraliyet ailesi ve çevresi; halkın ve müslümanların çıkarlarını gözeten bir yaşam tarzından git gide uzaklaşmaya başlamışlardır. Ülke yöneticilerinin dini hassasiyetlerden uzaklaştığını düşünen Cüheyman isimli yine Necd bölgesinden çıkan bir Arap bu gidişatın değiştirilmesi için çeşitli çalışmalar başlatmıştır. Ve 1979 da Kabeyi işgal etmiştir. Kendisi Kutsal topraklarda gereksiz yere ot koparmanın bile haram olduğu gereçeği ortadayken kendilerine karşı silahlı bir saldırının Kabe içerisinde yapılacağını tahmin etmemiştir. Fransız devletinden yardım talep eden Suudi yetkililer Fransız komandolar ile Kabenin içerisinde olan Cüheyman ve askerlerine karşı saldırıya geçerek kabeyi Cüheymandan geri almışlardır. Belki de Cüheyman belli süre Kabeyi işgal altında tutacak ve Suudi yetkililerden dini konularda hassasiyet ve Suudi Arabistan’ın batı yakınlığına dayanan siyasetini değiştirmesini isteyecekti.Ama bu düşüncesi beklemediği bir şekilde karşılık buldu. Yakalandıktan sonra sorgulanma esnasında kendisini ziyarete gelen Suudi İçişleri bakanının bu işgali niye gerçekleştirdiği ile ilgili sorduğu soruya:” Daha önceden sizleri zalim müslümanlar olarak vasıflıyordum. Şimdi ise Allah’ın Evi’ne saldırdığınız, suçsuz müslümanları katlettiğiniz ve bunları yapmak için de kafirlerden yardım istediğiniz için sizleri kafirler olarak görüyorum” dedi. Kitapta ayrıca Kabe’nin Ebrehe ordusundan, Arapların bazı itikadı bozuk gruplarının eline geçmesine, Haçlıların Kabe’yi işgal düşüncelerine kadar birçok bilgi bulabilirsiniz.
Bu kitap,bütün İslam aleminin en kutsal iki yerinin ve özellikle kabe nin için de bulunduğu mekke şehrinin, uzak ve yakın tarihimizde yaşanmış işgalleri ve yıkımları ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Okurken gerçekten çok şaşırdığımı itiraf etmek istiyorum.Eminim okuduktan sonra benim gibi aynı şeyi hissedecek kişiler olacaktır.Bildiğimiz sandığımız bir çok şeyi bilmediğimizi….
Mehmet Ali Büyükkara aslında yazmış olduğu bu kitap ile bize kimi anekdotları anıştırmak isterken, yine tüm Müslümanlar için kutsal sayılan ve de KUTSAL OLAN KABE’ ye ve Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhisselam’ a karşı yapılan saygısızlıkları da kaleme almaktadır. Hazreti Muhammed SAV’ in hadisleri ile de destekleyerek bize gelecekte olabilecekleri de farkettirmeye çalışmaktadır. Ne zaman Kabe’ yi düşünsem hep bir işgalin altında oluşu gelir gözlerimin önüne. Ayrıca şurası da unutulmamalıdır ki Kabe ne bir ırkın, ne bir topluluğun, ne bir mezhebin, ne de bir devletin malıdır. Orası Allah’ ın evidir ve tüm Müslümanlara aittir ve bu kutsal mekana yapılan tüm haksızlıklar yine tüm Müslümanlara yapılmış sayılmalıdır. Yazarın bize anıştırdıkları karşısında Müslümanların daha tedbirli ve daha dikkatli olmaları gerekir.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
İhvan, Arabistan’ın Necd bölgesinde yaşayan Arapların İbni Suud önderliğinde bir araya geldikleri Vahhabi mezhebi görüşleri etrafında toplandıkları teşkilattır. Vahhabilik mezhebini Arabistan’da hakim kılmak için uğraşan Necd bölgesinin Arapları 1744 Dir’iye İttifakı ile başlattıkları bu hareketi 1926 Hicaz’ı alarak başarıya ulaştırmışlardır.Fakat daha sonraki dönemlerde Suudi Arabistan’da petrolün bulunması ile kraliyet ailesi ve çevresi; halkın ve müslümanların çıkarlarını gözeten bir yaşam tarzından git gide uzaklaşmaya başlamışlardır. Ülke yöneticilerinin dini hassasiyetlerden uzaklaştığını düşünen Cüheyman isimli yine Necd bölgesinden çıkan bir Arap bu gidişatın değiştirilmesi için çeşitli çalışmalar başlatmıştır. Ve 1979 da Kabeyi işgal etmiştir. Kendisi Kutsal topraklarda gereksiz yere ot koparmanın bile haram olduğu gereçeği ortadayken kendilerine karşı silahlı bir saldırının Kabe içerisinde yapılacağını tahmin etmemiştir. Fransız devletinden yardım talep eden Suudi yetkililer Fransız komandolar ile Kabenin içerisinde olan Cüheyman ve askerlerine karşı saldırıya geçerek kabeyi Cüheymandan geri almışlardır. Belki de Cüheyman belli süre Kabeyi işgal altında tutacak ve Suudi yetkililerden dini konularda hassasiyet ve Suudi Arabistan’ın batı yakınlığına dayanan siyasetini değiştirmesini isteyecekti.Ama bu düşüncesi beklemediği bir şekilde karşılık buldu. Yakalandıktan sonra sorgulanma esnasında kendisini ziyarete gelen Suudi İçişleri bakanının bu işgali niye gerçekleştirdiği ile ilgili sorduğu soruya:” Daha önceden sizleri zalim müslümanlar olarak vasıflıyordum. Şimdi ise Allah’ın Evi’ne saldırdığınız, suçsuz müslümanları katlettiğiniz ve bunları yapmak için de kafirlerden yardım istediğiniz için sizleri kafirler olarak görüyorum” dedi. Kitapta ayrıca Kabe’nin Ebrehe ordusundan, Arapların bazı itikadı bozuk gruplarının eline geçmesine, Haçlıların Kabe’yi işgal düşüncelerine kadar birçok bilgi bulabilirsiniz.
Tarihsel süreç içinde Kabe’nin geçirdiği tehlikeleri anlatıyor. Yakın tarihteki bazı olayların kökenini anlamamız açısından çok faydalı bi kitap.
Bu kitap,bütün İslam aleminin en kutsal iki yerinin ve özellikle kabe nin için de bulunduğu mekke şehrinin, uzak ve yakın tarihimizde yaşanmış işgalleri ve yıkımları ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Okurken gerçekten çok şaşırdığımı itiraf etmek istiyorum.Eminim okuduktan sonra benim gibi aynı şeyi hissedecek kişiler olacaktır.Bildiğimiz sandığımız bir çok şeyi bilmediğimizi….
Mehmet Ali Büyükkara aslında yazmış olduğu bu kitap ile bize kimi anekdotları anıştırmak isterken, yine tüm Müslümanlar için kutsal sayılan ve de KUTSAL OLAN KABE’ ye ve Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhisselam’ a karşı yapılan saygısızlıkları da kaleme almaktadır. Hazreti Muhammed SAV’ in hadisleri ile de destekleyerek bize gelecekte olabilecekleri de farkettirmeye çalışmaktadır. Ne zaman Kabe’ yi düşünsem hep bir işgalin altında oluşu gelir gözlerimin önüne. Ayrıca şurası da unutulmamalıdır ki Kabe ne bir ırkın, ne bir topluluğun, ne bir mezhebin, ne de bir devletin malıdır. Orası Allah’ ın evidir ve tüm Müslümanlara aittir ve bu kutsal mekana yapılan tüm haksızlıklar yine tüm Müslümanlara yapılmış sayılmalıdır. Yazarın bize anıştırdıkları karşısında Müslümanların daha tedbirli ve daha dikkatli olmaları gerekir.