Kadını kim örttü? Hayati bir soru bu… Allah kadını yarattı. Onu cevherlerle donattı. Sınırsız sevgisinden şefkatinden verdi. Merhametinden verdi. Savunmasız bebekleri kollarına emanet etti. Aileleri, nesilleri emanet etti…“İnsanlık ölmedi” diyebilmemiz için kadınların emanetlerini koruyabilmeleri çok önemli…Yüce Allah, Kur’an’da “örtünün” emriyle kadına emin bir liman gösterdi. Kadın fıtratının üstünün örtülmesine engel olmak için… Şeytan’ın ÖRTME tehlikesine karşı ÖRTÜNME’yi emretti. Asıl olanın, hakikatin korunması için, dünyevi (ve aynı zamanda geçici) olan bedenin örtülmesini emretti. Çünkü kadın “örtündükçe” Şeytan’ın kadının fıtratının üstünü örtmesi zorlaşıyor…Şeytan, emaneti korumak için ihtiyacımız olan bütün dünyevi örtüleri terk etmemizi istiyor. Maksadı hakikatin üstünü örtmek!Bunu başarabilmesi içinse kapitalizm, modernizm, feminizm, tüketim toplumu, moda ve genetik bilimi onun için ideal araçlar. Bunları kullanıyor, hedef kitlesi ise kadınlar. Verimli tarlanın kurutulmasını arzu ediyor.Bu kitap gelecek nesillerin teminatı olan kadını korumak için yazıldı. O kutsal Rahim’i; “cinsel obje, özgür dişi, ekonomik iş gücü” parantezlerine hapsetmek isteyen sisteme karşı her satırı bir çığlık niteliğinde. Hepimizin duyması dileğiyle…
Kitap yayınevinin söyleyişi dizisinden bir eser.
Konu olarak da kadının modern paradigma içerisinde konumlandırılan yeri ile dindeki yeri arasındaki farkları ifade etmektedir.
Kitap özellikle kadının çalışması ile ilgili güzel bir bakış sunmaktadır. Ayrıca “fıkıh sosyoloji” denebilecek bir bakışla “örf” ve “adet” kavramlarını irdelemesi ve çıkardığı sonuçlar takdire şayandır.
Kadını kim örttü? Hayati bir soru bu… Allah kadını yarattı. Onu cevherlerle donattı. Sınırsız sevgisinden şefkatinden verdi. Merhametinden verdi. Savunmasız bebekleri kollarına emanet etti. Aileleri, nesilleri emanet etti…
“İnsanlık ölmedi” diyebilmemiz için kadınların emanetlerini koruyabilmeleri çok önemli…
İlginçtir okuduğum günlerde televizyonda erkeğin birden fazla eşle aynı anda evlenmesiyle ilgili açıklamalar yapan Ali Bulaç, kitapta neredeyse bu konuya değinmiyor bile. Kitap geneli itibariyle kadının asli görevinin eve ilişkin olduğu üzerine kurulu. Zorunlu olmadıkça çalışmasını onaylamıyor. Modernizmin ürettiği kavramlarla konuyu ele almanın sorunlarını sorguluyor. Ancak çalışma kavramını verili bir modern durum olarak alıp, onun üzerine inşalar yapıyor. Oysa İslam’da çalışmanın mesela süresi ve şekli nasıl bu belli değil. Sanki sabahtan akşama çalışmalıymış gibi bir algıdan hareketle konuşuyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
akıcı bir dili var
Kitap yayınevinin söyleyişi dizisinden bir eser.
Konu olarak da kadının modern paradigma içerisinde konumlandırılan yeri ile dindeki yeri arasındaki farkları ifade etmektedir.
Kitap özellikle kadının çalışması ile ilgili güzel bir bakış sunmaktadır. Ayrıca “fıkıh sosyoloji” denebilecek bir bakışla “örf” ve “adet” kavramlarını irdelemesi ve çıkardığı sonuçlar takdire şayandır.
Kadını kim örttü? Hayati bir soru bu… Allah kadını yarattı. Onu cevherlerle donattı. Sınırsız sevgisinden şefkatinden verdi. Merhametinden verdi. Savunmasız bebekleri kollarına emanet etti. Aileleri, nesilleri emanet etti…
“İnsanlık ölmedi” diyebilmemiz için kadınların emanetlerini koruyabilmeleri çok önemli…
Enine boyuna hayatın içinde kadın erkek ilişkileri çok güzel temeller ile anlatılmış. Çok akıcı bir kitap.
İlginçtir okuduğum günlerde televizyonda erkeğin birden fazla eşle aynı anda evlenmesiyle ilgili açıklamalar yapan Ali Bulaç, kitapta neredeyse bu konuya değinmiyor bile. Kitap geneli itibariyle kadının asli görevinin eve ilişkin olduğu üzerine kurulu. Zorunlu olmadıkça çalışmasını onaylamıyor. Modernizmin ürettiği kavramlarla konuyu ele almanın sorunlarını sorguluyor. Ancak çalışma kavramını verili bir modern durum olarak alıp, onun üzerine inşalar yapıyor. Oysa İslam’da çalışmanın mesela süresi ve şekli nasıl bu belli değil. Sanki sabahtan akşama çalışmalıymış gibi bir algıdan hareketle konuşuyor.