Kafatasındaki Mücevher / Hawkmoon Destanı Birinci Kitap
çevirmen: Yalçın Başaran
Yayın Tarihi: 25.12.2001
ISBN: 9789758467419
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 192
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Trajik Binyıl'ın ardından yaşam sürmekteydi, ama her şey çok değişmişti. Sonu gelmeyen savaşlar güçlü Avrupa devletlerini parçalamış, insanları korkunç bir kaosun içine sürüklemişti. Ülkeler ele geçirmek, zaferler kazanmak, krallıklar kurmak arzusu insanların yüreğinden bir türlü çıkmıyordu. Önce Avrupa'ya, sonra bütün Dünya'ya hatta evrene hükmetmelerinin yazgıları olduğuna inanan Granbretan yöneticileri, efsanevi delilikleri, kan dökmeye duydukları arzu ve sergiledikleri vahşet sayesinde amaçlarına çok yaklaşmıştı. Ama tarih, zulmün karşısına dikilecek kahramanları yaratmakta asla zorlanmamıştır. Fantastik kurgunun gerçek ustalarından biri olan Michael Moorcock, şimdi karşınıza büyü ve kılıç dünyasından yeni bir kahraman sunuyor. Kafatasının içine yerleştirilmiş Kara Mücevher'in korkutucu yazgısı altında yaşamasına rağmen kalbini güzel bir kıza verebilen, ama işgal edilen topraklarının ve katledilen ailesinin öcünü almak için tüm Kara İmparatorluk'u kılıçtan geçirmeye hazır bir savaşçı, bir Ezeli Şampiyon: Köln Dükü Dorian Hawkmoon.
Fantastik kurgu tarzındaki hikayelerde genelde farklı bir evren anlatılır. Moorcock bizim dünyamızı fantastik bir hale getirmeyi tercih etmiş. Hatta kahramanımız Türkiye den bile geçiyor. Tabii kitapta Turkia olarak bahsedilmiş. Öncelikle Lord Brass la karşılaşıyoruz. Kamarg adlı bir ülkenin cesur ve adil kralı. Granbretan denen bir imparatorluk bütün dünyayı ama ilk etapta Avrupayı tehdit etmekte. Diş geçiremediği tek ülke de Kamarg. Bu nedenle kralın kızını kaçırması için tutsak bir dükten yararlanmak istiyorlar. Babası Granbretanlarca öldürülmüş, tutkusunu kaybetmiş Köln dükü Dorian Hawkmoon. Onu kontrol edebilmek için kafatasına kara bir mücevher yerleştiriyorlar. Hawkmoon beynindeki bu kontrol mekanizmasına rağmen yaşama coşkusunu, intikam tutkusunu hatta aşkı yeniden kazanıyor.Ancak beynini tehdit eden bu mücevherden kurtulabilmesi için Persia ya uzun bir yolculuk yapması gerek. Kitap rahata okunuyor ve oldukça hoş diyebilirim. Ama sanki yazarken biraz aceleye gelmiş gibi hissediyorsunuz.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Fantastik kurgu tarzındaki hikayelerde genelde farklı bir evren anlatılır. Moorcock bizim dünyamızı fantastik bir hale getirmeyi tercih etmiş. Hatta kahramanımız Türkiye den bile geçiyor. Tabii kitapta Turkia olarak bahsedilmiş. Öncelikle Lord Brass la karşılaşıyoruz. Kamarg adlı bir ülkenin cesur ve adil kralı. Granbretan denen bir imparatorluk bütün dünyayı ama ilk etapta Avrupayı tehdit etmekte. Diş geçiremediği tek ülke de Kamarg. Bu nedenle kralın kızını kaçırması için tutsak bir dükten yararlanmak istiyorlar. Babası Granbretanlarca öldürülmüş, tutkusunu kaybetmiş Köln dükü Dorian Hawkmoon. Onu kontrol edebilmek için kafatasına kara bir mücevher yerleştiriyorlar. Hawkmoon beynindeki bu kontrol mekanizmasına rağmen yaşama coşkusunu, intikam tutkusunu hatta aşkı yeniden kazanıyor.Ancak beynini tehdit eden bu mücevherden kurtulabilmesi için Persia ya uzun bir yolculuk yapması gerek. Kitap rahata okunuyor ve oldukça hoş diyebilirim. Ama sanki yazarken biraz aceleye gelmiş gibi hissediyorsunuz.