Kitapta, kapkara bir tarihle, dünyanın imparatorluğuna soyunan bir devletin suç tarihiyle karşılaşacaksınız.Her imparatorluk gibi o da tarihin yargılanmasından kurtulmayacak. Ve Haluk Gerger'in dediği gibi."Zaman, inanı alçaltan devasa anıtları parçalamak, kendisine tapınmaya tutsaklaştıran putları kurma zamanı olmalı."
kitap hegomanyasını bütün dünyaya dayatan ve şaşkınlıklar yaratacak ölçüde saldırganlık gösteren ABD’nin belgelerle içeriklendirilmiş tarihini ve sermaye birikiminin bu sayede genel hatlarıyla prototipini teşhir eden, açığa çıkaran yanıyla çok özgün bir kaynak olmayı haketmiştir.elbetteki savaşı ve ardında bırakacağı acı tabloyu yaratan nesnel dinamikler , ona ekonomik sosyal itilim sağlayacak bir arka plan vardır.bunun meşru ve gerçeğin izini kaybettirmek adına kültürel-ideolojik referanslarını yaratması belkide hiç bu kadar temel bulmamıştır…kuşkusuz en başında milyonlarca amerikalı için…ben güzel dostlarıma kesinlikle öneririm bu kitabı.biraz şansınızı da zorlayın bence…
Zorbalık ve barbarlıkla yoktan bir ülke ve ulus nasıl varolabilir? Başkalarına ait topraklar ve doğal zenginlikler nasıl yağmalanır ve sahiplenilir? İnsan insani nasıl köleleştirir? Yağma ve köle emeği üzerinde devasa bir devlet nasıl yaratılır? Bilmek mi istiyorsunuz; “Kan Tadı”nı okuyun. Dahası, böyle bir ülke günümüzde dünyanın diğer üklelerine nasıl olur da “uygarlık”, “özgürlük” götürme iddiasında bulunabilir? Bu ulvi iddialar eşliğinde yayılmaya, yağmalamaya ve kan dökmeye devam edebilir? Tüm bu soruların bilimsel, tarihsel ve güncel gelişimini görmek, bilmek mi istiyorsunuz? “Kan Tadı”nı okuyun. Devasa bir militarist güce ve nükler silahlara sahip olan ABD denen emperyalist haydutun, ABD’deki emek güçlerinin örgütlenme ve başkaldırma haraketlerini bastırmaya, imha etmeye yönelik iç savaşları dışındaki tüm savaşları kendi sınırları dışında yaptığını biliyor musunuz? Başkalarının topraklarını “silah, bayrak ve din” eşliğinde zapt etme ile başlayan ABD tarihinin, aynı yöntemlerle ve günümüzde de başkalarına ait toprakları zapt etme peşinde kan dökerek sürdüğünü biliyor musunuz? ABD’nin başka uluslara ve topraklara savaş, sömürü ve bağımlılık dayattığını, bunu bir alışkanlık haline getirdiğinden dolayı 11 Eylül saldırısına maruz kaldığında nasıl bir dehşete kapıldığını biliyor musunuz? “Kan Tadı”nı okuyun ve görün. Bu sorulardan ve anlatılanlardan “Kan Tadı” adlı kitabın salt ABD’nin tarihi gelişimi ve barbarlılıklarıyla ilgili bir kitap olduğu sanılmasın. Anlatılan dünya kapitalist, emperyalist sisteminin insanlığa reva gördükleri ve görecekleridir. “YDD” (“Yeni Dünya Düzeni”) denen emperyalist dünya düzenin işleyiş, gelişim ve çöküş yasalarıdır. Haluk Gerger, “Kan Tadı” adlı kitabında zaman zaman Marks, Engels, Lenin ve Komünist Manifesto’ya da baş vurarak emekle sermayenin çatışmasını; farklı sermaya güçlerinin dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yeniden paylaşma ihtiyaç ve arzusundan dolayı insanlığın nasıl bir trajedi yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini yalın ve etkileyici bir dille anlatıyor. ABD’ ile “küçük Amerika”lar arasındaki entrikacı siyaset ve bağımlılık ilişkileri gözler önüne seriliyor. “Kan Tadı”, her “küçük Amerika”nin efendisine öykündüğünü ve onun yolunda azimle ilerleme gayretiyle başka ulus ve ırklarla ilşkilerinde birebir taklitçilik yaptığını ve güce tapındığını da görmek isteyenlere şaşırtıcı örneklerle gösteriyor. Sosyalizm deneyimlerinin yenilgisinden de cesaret alarak, gelinen noktada iyice küstahlaşan ve barbarlaşan ABD’nin “yapısal olarak bir şiddet abidesi, öznelliği ve ideolojik yönelişiyle de bir put” haline geldiğini belirten Haluk Gerger, kitabına son noktayı da şöyle koyuyor: “Zaman, insanı alçaltan devasa anıtları parçalamak, kendisine tapınmaya tutsaklaştıran putları kırmak zamanı…” Haluk Gerger, ellerine ve aklına sağlık! Teşekürler!
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
kitap hegomanyasını bütün dünyaya dayatan ve şaşkınlıklar yaratacak ölçüde saldırganlık gösteren ABD’nin belgelerle içeriklendirilmiş tarihini ve sermaye birikiminin bu sayede genel hatlarıyla prototipini teşhir eden, açığa çıkaran yanıyla çok özgün bir kaynak olmayı haketmiştir.elbetteki savaşı ve ardında bırakacağı acı tabloyu yaratan nesnel dinamikler , ona ekonomik sosyal itilim sağlayacak bir arka plan vardır.bunun meşru ve gerçeğin izini kaybettirmek adına kültürel-ideolojik referanslarını yaratması belkide hiç bu kadar temel bulmamıştır…kuşkusuz en başında milyonlarca amerikalı için…ben güzel dostlarıma kesinlikle öneririm bu kitabı.biraz şansınızı da zorlayın bence…
Zorbalık ve barbarlıkla yoktan bir ülke ve ulus nasıl varolabilir? Başkalarına ait topraklar ve doğal zenginlikler nasıl yağmalanır ve sahiplenilir? İnsan insani nasıl köleleştirir? Yağma ve köle emeği üzerinde devasa bir devlet nasıl yaratılır? Bilmek mi istiyorsunuz; “Kan Tadı”nı okuyun. Dahası, böyle bir ülke günümüzde dünyanın diğer üklelerine nasıl olur da “uygarlık”, “özgürlük” götürme iddiasında bulunabilir? Bu ulvi iddialar eşliğinde yayılmaya, yağmalamaya ve kan dökmeye devam edebilir? Tüm bu soruların bilimsel, tarihsel ve güncel gelişimini görmek, bilmek mi istiyorsunuz? “Kan Tadı”nı okuyun. Devasa bir militarist güce ve nükler silahlara sahip olan ABD denen emperyalist haydutun, ABD’deki emek güçlerinin örgütlenme ve başkaldırma haraketlerini bastırmaya, imha etmeye yönelik iç savaşları dışındaki tüm savaşları kendi sınırları dışında yaptığını biliyor musunuz? Başkalarının topraklarını “silah, bayrak ve din” eşliğinde zapt etme ile başlayan ABD tarihinin, aynı yöntemlerle ve günümüzde de başkalarına ait toprakları zapt etme peşinde kan dökerek sürdüğünü biliyor musunuz? ABD’nin başka uluslara ve topraklara savaş, sömürü ve bağımlılık dayattığını, bunu bir alışkanlık haline getirdiğinden dolayı 11 Eylül saldırısına maruz kaldığında nasıl bir dehşete kapıldığını biliyor musunuz? “Kan Tadı”nı okuyun ve görün. Bu sorulardan ve anlatılanlardan “Kan Tadı” adlı kitabın salt ABD’nin tarihi gelişimi ve barbarlılıklarıyla ilgili bir kitap olduğu sanılmasın. Anlatılan dünya kapitalist, emperyalist sisteminin insanlığa reva gördükleri ve görecekleridir. “YDD” (“Yeni Dünya Düzeni”) denen emperyalist dünya düzenin işleyiş, gelişim ve çöküş yasalarıdır. Haluk Gerger, “Kan Tadı” adlı kitabında zaman zaman Marks, Engels, Lenin ve Komünist Manifesto’ya da baş vurarak emekle sermayenin çatışmasını; farklı sermaya güçlerinin dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yeniden paylaşma ihtiyaç ve arzusundan dolayı insanlığın nasıl bir trajedi yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini yalın ve etkileyici bir dille anlatıyor. ABD’ ile “küçük Amerika”lar arasındaki entrikacı siyaset ve bağımlılık ilişkileri gözler önüne seriliyor. “Kan Tadı”, her “küçük Amerika”nin efendisine öykündüğünü ve onun yolunda azimle ilerleme gayretiyle başka ulus ve ırklarla ilşkilerinde birebir taklitçilik yaptığını ve güce tapındığını da görmek isteyenlere şaşırtıcı örneklerle gösteriyor. Sosyalizm deneyimlerinin yenilgisinden de cesaret alarak, gelinen noktada iyice küstahlaşan ve barbarlaşan ABD’nin “yapısal olarak bir şiddet abidesi, öznelliği ve ideolojik yönelişiyle de bir put” haline geldiğini belirten Haluk Gerger, kitabına son noktayı da şöyle koyuyor: “Zaman, insanı alçaltan devasa anıtları parçalamak, kendisine tapınmaya tutsaklaştıran putları kırmak zamanı…” Haluk Gerger, ellerine ve aklına sağlık! Teşekürler!