Ahmet Uluçay'ın Bozkırda Deniz Kabuğu filminin senaryosunu yazma sürecini içeren Küller ve Kemikler, Uluçay’ın filmlerinin bir şerhi, içinde dünyadan azade yaşattığı Yakup’unun anlatısıdır. Ne ironidir ki -oyunlarla, kurgularla çevrili dünyamızdan çok daha sahici bir vaadi taşıyan- öykünün sonu kayıptır. Tıpkı bir tarafı hep eksik kalan, tutunamayan Yakupların yarıda bırakılmaya zorlanmış anlatısı gibi, tıpkı Uluçay’ın bitirmeye ömrünü yetiremediği filmi gibi...Biz düş yoksulu olduk Yakup. Benim sevgili çocuğum...Bu öyküler senin öykülerin hep. Benden böyle öyküler çıkmaz Yakup. Sen gözlerini ödünç vermesen dünya bu kadar güzel görünmez.Belki bir gün yüreğinde Ya kup’u arayan biri çıkar. Bir beyazperdemiz olur. Üzerine kir düşmemiş kar beyazı bir beyazperdemiz. Resmimizi yaparız üzerine. Özgür serçeler uçuşur durur üzerinde.Ben bir düş çocuğuyum Yakup. Eski bir rüyanın peşine düşmüş, yitirdiğim deniz kabuklarını arıyorum bozkırda...
küller ve kemikler kitabını okuyan seyirci-okurda oluşan etki aşikâr: uluçay yaşasaydı kendi naif dünyasında kurguladığı nice kısa ve uzun filmleri yanında, edebiyat tarihinin seyrini değiştirecek metinlere imzasını atacaktı.
Ahmet Uluçay bu ülkenin önemli değerlerinden. kalemi çok çok güzel. kalemi, yaşadıkları filmleri insanları başka yerlere götürüyor. Ahmet uluçay ile herkes tanışmalı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kitabı okuyunca Ahmet Uluçay’ın vefatının ülkemiz için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu anlayacaksınız.
çok tavsiye edilmişti, haklılarmış.
küller ve kemikler kitabını okuyan seyirci-okurda oluşan etki aşikâr: uluçay yaşasaydı kendi naif dünyasında kurguladığı nice kısa ve uzun filmleri yanında, edebiyat tarihinin seyrini değiştirecek metinlere imzasını atacaktı.
Ahmet Uluçay’ın kalemi sizi bambaşka diyarlara götürüyor.
Ahmet Uluçay bu ülkenin önemli değerlerinden. kalemi çok çok güzel. kalemi, yaşadıkları filmleri insanları başka yerlere götürüyor. Ahmet uluçay ile herkes tanışmalı.