"Küreselleşme" parolası altında dikkatleri üzerine çeken yeni gelişim, tarihi bir terkibi köklü bir değişime uğratmaktadır. Bu terkib, kendini devlet toplum ve iktisadın aynı milli sınırlar dahilinde bir arada gelişmesi olarak göstermiştir. Milletler-arası iktisat sisteminde, ticari münasebetleri iç ve dış ticaret diye ayıran sınırları devletler tespit ederlerdi. Pazarların küreselleşmesi ile birlikte bu milletler-arası iktisadi sistem, artık milletlerüstü iktisada dönüşmeye başlamıştır. Bu değişimde görülen belirgin özellikler şunlardır: ilk etapta sermaye hareketleri bütün dünya sathında hızlanmış, ayrıca milli iktisadi mevziler küresel bağlantı içinde olan mali piyasalara bağımlı hale gelmiş bu mevziler, mali piyasaların icaplarına gösterdikleri uygunluk derecesine göre değer ve önem kazanmaya başlamıştır. Bütün bu gelişme ve olgular devletlerin niçin münasebetlerin kavşak noktası olma özelliğini kaybettiğini izah etmektedir.
Habermas’ın bu kitabında yer alan “küreselleşme” tasavvuru, son zamanlarda piyasaya çıkan konu ile ilgili birçok kitapta kaynak kitap olarak ele alınarak işlenen bir yapıt. Habermas, küresel devletlerin Günümüz devletleri arasındaki yerini çok iyi belirlenmiş öyle ki onun küreselleşme içerisinde devletlerin sadece bakna şubelerine benzerbir görev göreceklerine ilişkin benzetmesi güngeçtikçe ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
milliyetçiliğin ve dini radikalizmin olduğu dünyanın aslında ayrışmış devletler yapısına sahip olmadığı ve küresel bir paydaya sahip olduğundan bahseden güzel bir kitap . bu küreselliğin de dünyada hakim olan ticari markalarla oluştuğunu, milliyetçiliğin bu markalar sayesinde bir nevi yıkıldığından bahseden bir kitap..
konuyla ilgili bilimsel çalışmalarda sıkça atıfta bulunulan bu çalışmanın dilinin ağır olması okumayı güçleştiriyor. belki de çeviriden kaynaklanan bir sorundur.
Küreselleşmenin ulus devlete ve yapısına olan etkilerini tartışan bir kitap. Çeviri sorunu var. Bundan önce iletişimsel eylem kuramını da okumak gerekli. Habermas temelde, demokrasinin giderek muğlaklaştığını ve küresel çıkar gruplarının, demokrasi içindeki eylem alanlarının genişlediğinden bahseder. Bu nedenle insanların kendi kendilerini yönettikleri fikri giderek uzaktan yönetilen toplumlara doğru evrilmektedir. Bu nedenle de zaten “kamusal alan” kavramı üzerinde yoğunlukla durur. Sonuç derseniz bu kitabı yazarın diğer eserleri ile birlikte okumak gereklidir…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Habermas’ın bu kitabında yer alan “küreselleşme” tasavvuru, son zamanlarda piyasaya çıkan konu ile ilgili birçok kitapta kaynak kitap olarak ele alınarak işlenen bir yapıt. Habermas, küresel devletlerin Günümüz devletleri arasındaki yerini çok iyi belirlenmiş öyle ki onun küreselleşme içerisinde devletlerin sadece bakna şubelerine benzerbir görev göreceklerine ilişkin benzetmesi güngeçtikçe ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
kitabın çevrisinin kötü olduğunu düşünüyorum. cümle yapıları bir yana, kelimeler doğru yazılmamış, cümle ortasında nokta var. çalakalem bir çeviri…
milliyetçiliğin ve dini radikalizmin olduğu dünyanın aslında ayrışmış devletler yapısına sahip olmadığı ve küresel bir paydaya sahip olduğundan bahseden güzel bir kitap . bu küreselliğin de dünyada hakim olan ticari markalarla oluştuğunu, milliyetçiliğin bu markalar sayesinde bir nevi yıkıldığından bahseden bir kitap..
konuyla ilgili bilimsel çalışmalarda sıkça atıfta bulunulan bu çalışmanın dilinin ağır olması okumayı güçleştiriyor. belki de çeviriden kaynaklanan bir sorundur.
Küreselleşmenin ulus devlete ve yapısına olan etkilerini tartışan bir kitap. Çeviri sorunu var. Bundan önce iletişimsel eylem kuramını da okumak gerekli. Habermas temelde, demokrasinin giderek muğlaklaştığını ve küresel çıkar gruplarının, demokrasi içindeki eylem alanlarının genişlediğinden bahseder. Bu nedenle insanların kendi kendilerini yönettikleri fikri giderek uzaktan yönetilen toplumlara doğru evrilmektedir. Bu nedenle de zaten “kamusal alan” kavramı üzerinde yoğunlukla durur. Sonuç derseniz bu kitabı yazarın diğer eserleri ile birlikte okumak gereklidir…