Başka dünyanın çocukları. Hey en arkadaki, hey sen! Toplu resimlerin en köşesinde ve en gerisinde duran. Vitrinlerin dışında ve uzağında duran sen. Cici yerlere alınmayan, kaloriferli mekanlara sokulmayan, şehrin kenarında tutulan kara çocuk! Bu şehirler senin sayende alındı ve sokaklarına medeniyetin senin omuzlarına basılarak girildi. Bayrakları diken sendin anlı şanlı zaferlerin alnına. Ve yine senin avuçlarından dökülen tohumlar başağa dönüştüğünde, budağın asmalar üzüm verdiğinde, kahrını çektiğin buzağılar süte durduğunda, bunların hepsi ama hepsi alımlı arabalarla konaklara taşındı. Ve o konakların temelini kazan, duvarını ören, çatısını çakan sendin. Ve o konaklara taşınan buğdayı, üzümü, sütü yemeğe, aşa, ekmeğe sen dönüştürdün. Ve o pişen aşı, nar gibi ekmekleri kocaman kelleli adamların, hastalıklı hanımların, şımarık çocukların masasına sen servis yaptın.
Bir İdris Özyol klasiği olma yolunda devamı da yazılan bu eser yüreğinize dokunacak.Bir şeyler bulacaksınız kendinizden, çevrenizden.ve bulunduğunuz sınıfı eleştireceksiniz belki de.
Hangi sınıfa ait bir kitap bu bilmiyorum. Üslubu farklı, dokunduğu yerlerden kan akıyor, mahallemizin camii avlusundan pastane köşelerinde gizli gizli içtiğimiz limonataya kadar hayatımızın köşelerini gizliden gizliye belirleyen noktalara yeni bir fırça darbesi vuruyor. Bize uyanın diyor.
Çoğu yerde ezilmişleri yani ki lanetli sınıfı savunma adına,mertlik adına insanı fişekleyen bir kitap;ama neden böylesine saldırgan?İnsan nezaketini yitirmeden de anlatabilmeli bazı şeyleri.Kimi yerde içten içe eleştirdiği ‘beyazları’ çekemiyormuş gibi geldi bana İdris Özyol.Tabii bunlara rağmen başından sonuna kadar altını çizdiğim yazıları da yok değil.
90’lı yılların sonuydu, umutların tükendiği bir gündü…gazeteyi açtım idris özyol büyük bir coşkuyla ‘YEDİ DÜVELE GÖSTERE GÖSTERE İNADINA BAĞIRA ÇAĞIRA AŞIK OLUN’ diye haykırıyordu……içimi tuhaf bir sevinç kaplamıştı…..şimdi ne zaman umutsuzluğa kapılsam, ne zaman unutsam ya da hatırlasam acılarımı, ne zaman kendimi ezilmiş hissetsem, ne zaman öfkelensem, sevsem …….yıllar önce zar zor bulabildiğim bu kitabı karıştırırım….
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Aylarca yeniden gelmesini beklediğim kitap
Bir İdris Özyol klasiği olma yolunda devamı da yazılan bu eser yüreğinize dokunacak.Bir şeyler bulacaksınız kendinizden, çevrenizden.ve bulunduğunuz sınıfı eleştireceksiniz belki de.
Hangi sınıfa ait bir kitap bu bilmiyorum. Üslubu farklı, dokunduğu yerlerden kan akıyor, mahallemizin camii avlusundan pastane köşelerinde gizli gizli içtiğimiz limonataya kadar hayatımızın köşelerini gizliden gizliye belirleyen noktalara yeni bir fırça darbesi vuruyor. Bize uyanın diyor.
Çoğu yerde ezilmişleri yani ki lanetli sınıfı savunma adına,mertlik adına insanı fişekleyen bir kitap;ama neden böylesine saldırgan?İnsan nezaketini yitirmeden de anlatabilmeli bazı şeyleri.Kimi yerde içten içe eleştirdiği ‘beyazları’ çekemiyormuş gibi geldi bana İdris Özyol.Tabii bunlara rağmen başından sonuna kadar altını çizdiğim yazıları da yok değil.
90’lı yılların sonuydu, umutların tükendiği bir gündü…gazeteyi açtım idris özyol büyük bir coşkuyla ‘YEDİ DÜVELE GÖSTERE GÖSTERE İNADINA BAĞIRA ÇAĞIRA AŞIK OLUN’ diye haykırıyordu……içimi tuhaf bir sevinç kaplamıştı…..şimdi ne zaman umutsuzluğa kapılsam, ne zaman unutsam ya da hatırlasam acılarımı, ne zaman kendimi ezilmiş hissetsem, ne zaman öfkelensem, sevsem …….yıllar önce zar zor bulabildiğim bu kitabı karıştırırım….