Makbul Vatandaşın Peşinde II. Meşrutiyet’ten Bugüne Vatandaşlık Eğitimi
Yayın Tarihi: 05.03.2021
ISBN: 9789750502811
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 373
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Türkiye'de devletin istediği vatandaş tipi nasıldı? Bunu için, okullarda nasıl bir "vatandaşlık terbiyesi" verildi. "Makbul Vatandaş" nasıl tarif edildi, bu tarif dönemlere göre nasıl değişti?Füsun Üstel, II. Meşrutiyet'ten günümüze uzanan süreçte bu soruların cevabını arıyor.
Kitabın yazarı Füsun hoca, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Cilt-I’de “II. Meşrutiyet ve Vatandaşın ‘İcadı'” adlı makalesinde, bu kitabının bir özetini sunuyor. Fakat kitap yine de mutlaka okunmalı, mükemmel bir kaynak.
Yazar, İkinci Meşrutiyet’ten günümüze, devlet ideolojosine taraftar yetiştirecek eğitim anlayışının kökleşme sürecini oldukça başarılı biçimde ele almış. Bu arada, okuyucu kendine şu soruyu da sormadan edemiyor; eğitim, gerçekten devlet idolojisine taraftar yetiştirme amaçlı mı olmalı, yoksa, sorgulayıcı, karşılaştırıcı, analiz edici ve doğruyu kıyas yolu ile bulmayı sağlayıcı nitelikte mi olmalı? Devlet ideolojisine taraftar yerleştirilen bir eğitim sisteminde birey, gerçekten eğitilmiş mi olur, yoksa etrafına dökülmüş kalıpların içine hapsolmuş bir birey mi olur? Lütfen bu kitabı okuyun ve bunları düşünün.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
“millet” in, vatandaşlığı inşa etme yollarıyla nasıl ortaya çıkarıldığını gösteren kıymetli bir kitap.
yazarı hapis yatıp çıksa da türkiyede vatandaşlık konusunda yazılmış en iyi kitap olam potansiyeli yüksek
dili biraz ağır olabilir fakat okunabilir bir kitap
Kitabın yazarı Füsun hoca, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Cilt-I’de “II. Meşrutiyet ve Vatandaşın ‘İcadı'” adlı makalesinde, bu kitabının bir özetini sunuyor. Fakat kitap yine de mutlaka okunmalı, mükemmel bir kaynak.
Yazar, İkinci Meşrutiyet’ten günümüze, devlet ideolojosine taraftar yetiştirecek eğitim anlayışının kökleşme sürecini oldukça başarılı biçimde ele almış. Bu arada, okuyucu kendine şu soruyu da sormadan edemiyor; eğitim, gerçekten devlet idolojisine taraftar yetiştirme amaçlı mı olmalı, yoksa, sorgulayıcı, karşılaştırıcı, analiz edici ve doğruyu kıyas yolu ile bulmayı sağlayıcı nitelikte mi olmalı? Devlet ideolojisine taraftar yerleştirilen bir eğitim sisteminde birey, gerçekten eğitilmiş mi olur, yoksa etrafına dökülmüş kalıpların içine hapsolmuş bir birey mi olur? Lütfen bu kitabı okuyun ve bunları düşünün.