Mehmet’i Sakatlayan Serçe Parmağı, bir roman. 1990’ların sonlarında İstanbul’da geçen bir hikayeye sahip. Hikayede Mehmet’i, Çiğdem’in serçe parmağı sakatlıyor olabilir. Ama Çiğdem’in serçe parmağını Mehmet’in gözüne sokan Faruk’un şairliği değil. Faruk’un şairliğinin Mehmet’in babası bir güzel adam, bir müzisyen, bir fakir adamla ise ilgisi yok. Mehmet’in babasının Mehmet’in çocukluk arkadaşı Mamikle ise ilgisi hiç yok. Yirmi üçüncü sayfasından sonraya geçilemeyen bir günlüğün bütün bunlarla alakası ise zaten yok.
Yazarla ilk tanıştığım eser olduğu için neyle karsilasacagimdan emin değildim açıkçası. Belki de böyle daha iyi oldu. Sürpriz bir bilinç akışı tekniğiyle yazılmış Türkçe bir eser görmek mutlu etti. Okuması zahmetli, bilhassa tekniğe aşina olmayanlara. Fakat konudan bağımsız okumak, her sayfaya ayrı bir zaman ayırmak, kitabı keyifli hale getiriyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazarla ilk tanıştığım eser olduğu için neyle karsilasacagimdan emin değildim açıkçası. Belki de böyle daha iyi oldu. Sürpriz bir bilinç akışı tekniğiyle yazılmış Türkçe bir eser görmek mutlu etti. Okuması zahmetli, bilhassa tekniğe aşina olmayanlara. Fakat konudan bağımsız okumak, her sayfaya ayrı bir zaman ayırmak, kitabı keyifli hale getiriyor.
yazarın güzel bir anlatımı var. sade ve duru.
İlk kez Güray Süngü okuyorum, farklı bir tarzı var.
Güray Süngü okunmayı hak eden bir yazar.
Güray süngü beyefendi yazsin biz okuyalım. Öyle güzel öyle farklı bir kalem.