Bir şehir nesinden tanınır? Çehresinden mi? Yoksa tabiatın ve tarihin ona bahşettiği ruhundan mı? Dünyada her şeyin çehresi değişir. Çünkü zamanın yıpratıcılığından yakasını kurtaran hiçbir şey yok gibidir. İnsanın, eşyanın, nesnenin bu değişimden yakasını kurtarması nasıl kabil değilse şehirler de bu değişimden nasiplerini alırlar. Fakat şehirler değişimin yanında kendi zamanlarının ruhunu da asırlar boyunca taşırlar. Şehre kimlik ve kişilik kazandıran değerleri, eserleri, yöresel hususiyetleri bu ruh biçimlendirir. Bu kitap, bir kadim zaman şehrinin, fiziğinden geometrisinden öte, ruhuna içeriden aşina derin bir bakışın nişanesidir. Şehrin uzakta kalmış eski zaman hatıralarının çekim kuvvetine kapılmış bir zihnin, geçmiş zamanla şimdiki zaman arasındaki gizli geçitlerden hafızanın yer altı şehrine giden macerasını anlatmaktadır. Okuyucu yer yer şehrin gündelik hayatına ilişkin latifeler okuyacak, yer yer şehrin büyümesiyle birlikte hoyrat kentleşme karşısında yitik hazinelerin hüznünü hissedecektir. Bu kitabın okurları fiziksel olarak kitaba konu olan şehirden uzak olsalar bile, satırların içinde kendileri için zihinsel yakınlık ve dimağlarında selis bir anlatının lezzetini hissedeceklerdir. Son olarak bu kitap, hidayetsiz kentleşmenin talanından geçmişin seslerini, renklerini, kokularını, göz lezzetlerini hatıranın ve hafızanın kar beyazı tuvaline bir kanaviçe inceliğiyle işleyip ölümün ve unutulmanın elinden kurtaran zevk sahibi bereketli bir kalemin ahenkli bir tablosudur.Mimar Şahabettin Öztürk
Yayınevinin belirttiği üzere şehir tarihi ve gezi yazıları kategorisinden ziyade hatırat kabilinden bir eser.
Yazar kendi kişisel hayatına çokça yer vermiş. Büyüdüğü bahçeli evi anlatmak güzel fakat şimdilerde Van’ı gezip görmek isteyen biri için çok şey ifade etmiyor. Ancak böyle bir evde doğup büyüyenlere nostalji yaşatabilir.
Yazar sözü yer yer dolandırıp durmuş. Artık kullanılmayan ifadelere özenle yer vermiş. Osmanlıca sözlüklere müracaat etmeyi gerektiren kelimeler ve tabirler kullanmak yerine, yakın dönem Van insanının ifade biçimine daha fazla ağırlık verebilirdi.
Tasvirleri daha güçlü olabilirdi.
Resimlerin yazıları çok küçük olduğu için okumada zorluk çekiliyor. Bazı resimler ise küçük boyutta verildiği için ayrıntılar fark edilemiyor.
Kitaptan aklımda kalan en önemli kesit, 70’lerin sonunda halk kütüphanesine ödünç kitap almaya giden çocuk yaştaki yazarın kovulma sahnesiydi (s. 79).
Van’ı ve Vanlıları tanımak için nispeten yararlı bir çalışma.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
kişisel kanaatlerin, yaşantının edebi dille kısa kısa başlıklar altında anlatımı.
Yayınevinin belirttiği üzere şehir tarihi ve gezi yazıları kategorisinden ziyade hatırat kabilinden bir eser.
Yazar kendi kişisel hayatına çokça yer vermiş. Büyüdüğü bahçeli evi anlatmak güzel fakat şimdilerde Van’ı gezip görmek isteyen biri için çok şey ifade etmiyor. Ancak böyle bir evde doğup büyüyenlere nostalji yaşatabilir.
Yazar sözü yer yer dolandırıp durmuş. Artık kullanılmayan ifadelere özenle yer vermiş. Osmanlıca sözlüklere müracaat etmeyi gerektiren kelimeler ve tabirler kullanmak yerine, yakın dönem Van insanının ifade biçimine daha fazla ağırlık verebilirdi.
Tasvirleri daha güçlü olabilirdi.
Resimlerin yazıları çok küçük olduğu için okumada zorluk çekiliyor. Bazı resimler ise küçük boyutta verildiği için ayrıntılar fark edilemiyor.
Kitaptan aklımda kalan en önemli kesit, 70’lerin sonunda halk kütüphanesine ödünç kitap almaya giden çocuk yaştaki yazarın kovulma sahnesiydi (s. 79).
Van’ı ve Vanlıları tanımak için nispeten yararlı bir çalışma.