· Ulus fikri hangi dönemde ortaya çıktı?·Milliyetçiliğin fikir babaları kimlerdir?·Ortadoks Çarlığı ve Papalık’ın işlevi nedir?·Dinî milliyetçilik nedir, nasıl anlaşılmıştır?·Dinî milliyetçilik medeniyetler arası ilişkileri nasıl belirlemiştir?Milliyetçilik, birkaç nesildir insanlığın gündeminden düşmeyen bir konu olmasına rağmen, günümüzde itibarını yitirmiş gibi gözükmektedir. Milliyetçilik, özellikle de Anglo-Saxon ülkelerindeki pek çok insan tarafından dünyayı saran kötülüklerin kaynağı olarak algılanmaktadır. Öte yandan, ulus kavramını, özellikle de kendi uluslarını dünya tarihinin akışını belirleyen önemli bir unsur olarak telakki eden milyonlarca insan vardır. Bu görüşü savunsun ya da savunmasın herkes -genellikle hararetli bir şekilde- milliyetçiliği tartışma konusu yapmaktadır.Din konusu ise, günümüzde hayret edilecek denli, çok daha az tartışılmakta ya da bağlamından uzak biçimde tartışılmaktadır. Fakat pek çok objektif gözlemci, dinin yeniden dirilişinin işaretlerini göstermektedirler. Söz konusu bu gözlemcilere göre, din yeryüzünde bir kez daha önemli bir rol oynayacaktır.Modern dünyada, hem milliyetçiliğin hem de dinin taşıdığı önem dikkate alındığında, herhangi bir dilde bu iki olgunun karşılıklı ilişkisini konu alan bir çalışmanın yayınlanmamış olması son derece şaşırtıcıdır. Elinizdeki bu kitap, modern din anlayışının ya da milliyetçiliğin sadece bir yönünü ele almamakta, iki unsurun birbiri ile olan ilişkisini de konu almaktadır.
Baron, Yahudi tarihinin en önemli tarihçisidir. Bu çalışmasında ise Yahudi milletinin devletsiz olmasına karşın milliyetini din aracılığı ile koruduğunu savunmaktadır.
Yazar öncelikle Sosyalizm ile Milliyetçiliğin paralel gelişimini ele almaktadır. İmparatorluklar yıkılıp miliyetçilik üst düzey bir başarıya ulaştığında ve self-determinasyon ilkesi geniş kabul gördüğü sıralarda, Sosyalizm de Komünist Devrimini gerçekleştirerek ilk önemi başarısını elde ettiğini söylemektedir. Din milliyetçilik ilişkisini ise birbirini aslında destekleyen unsurlar olduğunu ileri sürmekte. Dinin milliyetçiliği dışlamadığını Protestan kiliseleri sık sık milliyetçilikle işbirliği yaptığını belirtmektedir. Diğer Hıristiyan mezheplerinide benzer irdelemelere tabi tutmakta, milliyetçiliğin din desteği olmadan var olmasının güçlüğünden bahsetmektedir. Milliyetçilik okumaları kapsamında okuması sıkıcı ancak gerekli bir kitap.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Baron, Yahudi tarihinin en önemli tarihçisidir. Bu çalışmasında ise Yahudi milletinin devletsiz olmasına karşın milliyetini din aracılığı ile koruduğunu savunmaktadır.
Yazar öncelikle Sosyalizm ile Milliyetçiliğin paralel gelişimini ele almaktadır. İmparatorluklar yıkılıp miliyetçilik üst düzey bir başarıya ulaştığında ve self-determinasyon ilkesi geniş kabul gördüğü sıralarda, Sosyalizm de Komünist Devrimini gerçekleştirerek ilk önemi başarısını elde ettiğini söylemektedir. Din milliyetçilik ilişkisini ise birbirini aslında destekleyen unsurlar olduğunu ileri sürmekte. Dinin milliyetçiliği dışlamadığını Protestan kiliseleri sık sık milliyetçilikle işbirliği yaptığını belirtmektedir. Diğer Hıristiyan mezheplerinide benzer irdelemelere tabi tutmakta, milliyetçiliğin din desteği olmadan var olmasının güçlüğünden bahsetmektedir. Milliyetçilik okumaları kapsamında okuması sıkıcı ancak gerekli bir kitap.