Bizim namazlarımız, ibadetlerimiz, hayatımız ve ölümümüzün alemlerin Rabbi olan Allah için olması ve bizlerin de bu bilinçte olması, ilahi andımıza sadık kalmamız anlamına gelmektedir. Tevhid esasının hemen ardından gelen namaz ibadeti, rükünleri itibariyle Hz. Adem peygamberimizle başlayıp, günümüze kadar gelen bir ibadettir. Bundan dolayı namaz ibadeti, her vahiyle birlikte yeniden mükellef kılınan ibadetlerin başında gelmektedir. Namaz müminin miracı, sevgili peygamberimizin “gözümün nuru” diye tanımladığı bir ibadettir. Peygamberimizin şahsında tüm peygamberlerin mükellef kılındığı bir ibadetle mükellef olmak, biz müminler için bir şereftir, izzettir, itibardır. Namaz günün belli vakitlerinde Rabbimizin huzuruna çıkıp tekmil verme halidir. Tekmil vereceğimiz varlığa yakın olmak ve O’na secde halinde olmak gerekir. Namazı dosdoğru gereği gibi kılan kimse gerçekten Allah’a yakın olmuş demektir. Namaz kişiyi Allah’a yaklaştıran en güzel ibadetlerdendir.
Kitap iki bölümden oluşuyor ikinci kısım menkıbeler.maalesef dört bir yanimizi menkıbeler sardigi için uyandıktan sonra tekrar bunlara gömülmekten Allaha siginirim bazıları insanların başından geçen şeylerden etkilenir belki de çok okumadigi ve taklidi yaşadığı icin ama kıtabin birinci bölümü güzeldi okunabilir…
Kitabın ismi çok iddialı! Kitaba teveccüh etmemiz de isminden geliyor zaten. Acaba yazar, kitapta namaz namına neleri ele almış, neleri önemsemiş ve özümseyerek okuyucuya sunmuş? Yine isminden çıkarımımız şu oldu ki, araştırma mahsulü bir eseri andırıyordu. Bu düşünce yoğunluğunun kuşatması altında eseri elde ettik. Okumaya başladığımız vakit, kırık hayallerimizin parçaları bir bir önümüze düşmeye başlamıştı. Eser bol başlıktan oluşan kısa kısa denemelerden müteşekkil. Ve denemelerin çoğunluğu gayet kısa. Sair zamanlarda ele alınmış yazılarla, kitap örülmeye çalışılmış. Düzensiz bir konu yayılımı olmuş eserde. Bir oraya değinilmiş bir buraya, caiz tabirle. İsminden ötürü orijinal bir eser olacağını düşlemiştik. Ama düşümüz, düştü maalesef.Eserin sonuna kaynakça konulmuş. Anlıyorsunuz ki, farklı eserlerden faydalanılmış. Bu çok güzel bir şey tabi ki. Lakin kitabı okuduğunuz vakit, hangi bölümün/hangi sözün kime ait olduğunu anlayamıyorsunuz. Yani durum şu ki, yazarımızın fikirleriyle alıntılar birbirine karışmış oluyor. Okuyucu yazarın kendi fikrini anımsamayabiliyor. Kanaatimce bu durum, uygun bir durum değil. Alıntı yapılan şahsiyetlere haksızlık olacağını düşünüyorum. Çünkü okuyucu bütün fikirleri kitabın yazarına ait olarak düşünecek ve eserinden alıntı yapılan şahsiyetin söyledikleri ya da kendisi askıda kalacak. Yazar Bakiye Marangoz’a ait Yolcu isimli yazıda o kadar çok anlam kayması ve o kadar çok anlaşılmayan ibare var ki saymakla bitmez. Diğer denemelere göre daha uzun olmasının yanında, bir-iki kez dönüp okuduğumuz halde yine yazarının ne anlattığını, ne anlatmak istediğini anlayamadığımı üzülerek belirtmek istiyorum. Bu durumu yazarımız Ömer Naci beyin önemsemesini rica ediyorum.Ayrıca, yazarımız Namaz Platformu yazarlarının-konuşmacılarının birkaç yazı çalışmalarını eklemiş kitaba. Kanaatimce bu eklentilerin de yeri uygun düşmemiş. Kitabın sonuna, ek yazılar olarak eklenebilirdi. Ama yazarımız böyle uygun görmüş, fazlaca bir söze hacet yok.Her şeye rağmen yazarımıza şükranlarımı sunuyor ve önemi haiz değerlerimizi konu edinen daha nice güzel eserlere imza atmasını temenni ediyorum.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kitap iki bölümden oluşuyor ikinci kısım menkıbeler.maalesef dört bir yanimizi menkıbeler sardigi için uyandıktan sonra tekrar bunlara gömülmekten Allaha siginirim bazıları insanların başından geçen şeylerden etkilenir belki de çok okumadigi ve taklidi yaşadığı icin ama kıtabin birinci bölümü güzeldi okunabilir…
Kitabın ismi çok iddialı! Kitaba teveccüh etmemiz de isminden geliyor zaten. Acaba yazar, kitapta namaz namına neleri ele almış, neleri önemsemiş ve özümseyerek okuyucuya sunmuş? Yine isminden çıkarımımız şu oldu ki, araştırma mahsulü bir eseri andırıyordu. Bu düşünce yoğunluğunun kuşatması altında eseri elde ettik. Okumaya başladığımız vakit, kırık hayallerimizin parçaları bir bir önümüze düşmeye başlamıştı. Eser bol başlıktan oluşan kısa kısa denemelerden müteşekkil. Ve denemelerin çoğunluğu gayet kısa. Sair zamanlarda ele alınmış yazılarla, kitap örülmeye çalışılmış. Düzensiz bir konu yayılımı olmuş eserde. Bir oraya değinilmiş bir buraya, caiz tabirle. İsminden ötürü orijinal bir eser olacağını düşlemiştik. Ama düşümüz, düştü maalesef.Eserin sonuna kaynakça konulmuş. Anlıyorsunuz ki, farklı eserlerden faydalanılmış. Bu çok güzel bir şey tabi ki. Lakin kitabı okuduğunuz vakit, hangi bölümün/hangi sözün kime ait olduğunu anlayamıyorsunuz. Yani durum şu ki, yazarımızın fikirleriyle alıntılar birbirine karışmış oluyor. Okuyucu yazarın kendi fikrini anımsamayabiliyor. Kanaatimce bu durum, uygun bir durum değil. Alıntı yapılan şahsiyetlere haksızlık olacağını düşünüyorum. Çünkü okuyucu bütün fikirleri kitabın yazarına ait olarak düşünecek ve eserinden alıntı yapılan şahsiyetin söyledikleri ya da kendisi askıda kalacak. Yazar Bakiye Marangoz’a ait Yolcu isimli yazıda o kadar çok anlam kayması ve o kadar çok anlaşılmayan ibare var ki saymakla bitmez. Diğer denemelere göre daha uzun olmasının yanında, bir-iki kez dönüp okuduğumuz halde yine yazarının ne anlattığını, ne anlatmak istediğini anlayamadığımı üzülerek belirtmek istiyorum. Bu durumu yazarımız Ömer Naci beyin önemsemesini rica ediyorum.Ayrıca, yazarımız Namaz Platformu yazarlarının-konuşmacılarının birkaç yazı çalışmalarını eklemiş kitaba. Kanaatimce bu eklentilerin de yeri uygun düşmemiş. Kitabın sonuna, ek yazılar olarak eklenebilirdi. Ama yazarımız böyle uygun görmüş, fazlaca bir söze hacet yok.Her şeye rağmen yazarımıza şükranlarımı sunuyor ve önemi haiz değerlerimizi konu edinen daha nice güzel eserlere imza atmasını temenni ediyorum.