Batı dünyasında zebün olup diz çöküşümüz, sari hastalık gibi, ne de çabuk iliğimize kemiğimize işlemiş bulunuyor. Bahusus, bu illet milli kültür zırhı giymemiş zümreler arasında kendine zemin bulup nasıl da kolaylık ve şuursuzca bir sür'atle yayılabiliyor.Bir millet, tarihi, medeniyeti, dini, irfani, an'nesi ile bir bütün olduğuna göre, bu kal'adan taş düşürmek demek, o kal'anın burcunu barusunu ören diğer taşların da gevşeyip birer birer yerlerinden oynaması ve akıbet koca kal'anın yıkılması demektir.Bir kere çözülmeye imkan verilmeye görsün... arkasından dil gider, tarih gider, örf gider ve bir milleti millet yapan binlerce yıllık o medeniyet ordusunun bütünü gider.Bu çözülüşü önlemek için onlara güç, onlara hız, onlara şevk ve onlara Türk'ün Kızılelma'sını yeniden bulup gösterirsek, bu iman orduları gene uçar, gene taşar, gene coşar...
hem dilde hem tarihte hem mimaride hem sanatta hem içtimaî hayatta hem kültürde hem an’anelerimizde ve hatta dinimizde bile batıya karşı verdiğimiz tavizlerin bizi nereden nereye sürüklediğini anlatan acıklı bir hatırat kitabıdır. Evet bizmişiz o şairin dediği “Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler/O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler”
Bir zamanlar parmak ısırttığımız batının karşısında, günümüz hezimetinin en vurucu ve en yaralayıcı sözcülüğünü yapan bu kitabın, çoktandır kullanma lüzumunu görmediğimiz aklımızı başımıza getirebilmek için senede en azından 2 kere okunması gerektiğinin kanaatine vardım.
Kadim medeniyetimizin can damarlarının tıkanmakta olduğunu Samiha Hanım’ın dilinden dinlemiş gibi oluyorsunuz. Kitapta çözüm önerileri de yer alıyor. Tavsiye ediyorum.
Yavuz Bülent Bakiler Üstadın kitaplarında yer verdiği, Türkçeye hakimiyeti, üslubu ve dili kullanışı açısından övgüsüne mazhar olan cumhuriyet devrinin önemli kadın münevverlerinden rahmetli Samiha AYVERDİ hanımefendinin okuduğum ilk eseriydi. Yazarın kaleminden Üstad Necip Fazıl’ın dile olan hakimiyetine, üslubuna benzer bir tat aldım. Temas ettiği tarihi şahsiyetler, frenkperestlik eleştirileri, kadim Türk örf ve adetleri, Mason locaları, Lions ve Rotary kulüpleri gibi Müslüman Türkün kanını emen teşekküller hakkındaki görüşleri ve daha birçok konudaki ufuk açıcı fikirleri ile fevkalade bir eser hüviyetini kazanmış “Ne idik Ne olduk.” Şiddetle tavsiye ediyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
hem dilde hem tarihte hem mimaride hem sanatta hem içtimaî hayatta hem kültürde hem an’anelerimizde ve hatta dinimizde bile batıya karşı verdiğimiz tavizlerin bizi nereden nereye sürüklediğini anlatan acıklı bir hatırat kitabıdır. Evet bizmişiz o şairin dediği “Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler/O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler”
Bir zamanlar parmak ısırttığımız batının karşısında, günümüz hezimetinin en vurucu ve en yaralayıcı sözcülüğünü yapan bu kitabın, çoktandır kullanma lüzumunu görmediğimiz aklımızı başımıza getirebilmek için senede en azından 2 kere okunması gerektiğinin kanaatine vardım.
Kadim medeniyetimizin can damarlarının tıkanmakta olduğunu Samiha Hanım’ın dilinden dinlemiş gibi oluyorsunuz. Kitapta çözüm önerileri de yer alıyor. Tavsiye ediyorum.
Yavuz Bülent Bakiler Üstadın kitaplarında yer verdiği, Türkçeye hakimiyeti, üslubu ve dili kullanışı açısından övgüsüne mazhar olan cumhuriyet devrinin önemli kadın münevverlerinden rahmetli Samiha AYVERDİ hanımefendinin okuduğum ilk eseriydi. Yazarın kaleminden Üstad Necip Fazıl’ın dile olan hakimiyetine, üslubuna benzer bir tat aldım. Temas ettiği tarihi şahsiyetler, frenkperestlik eleştirileri, kadim Türk örf ve adetleri, Mason locaları, Lions ve Rotary kulüpleri gibi Müslüman Türkün kanını emen teşekküller hakkındaki görüşleri ve daha birçok konudaki ufuk açıcı fikirleri ile fevkalade bir eser hüviyetini kazanmış “Ne idik Ne olduk.” Şiddetle tavsiye ediyorum.
Semih Ayverdi’nin tüm kitapları gibi kaliteli
Bir büyüğünüzden hatıralarını dinler gibi okuyorsunuz. İçim burkuldu. Öfkelendim. Eskiden ne olduğumuzu birde samiha ayverdiden dinleyin.