Öldüm ve Tanrı burada da yok. Ne yapabilirim? Ölümden sonra da bir hayat var mı? Ya ceza ve ödül yoksa, Ya bize kalacak loan puslu bir belirsizlikse yalnızca?
Bu kitapta büyük insan Hüsnü Arkan ölümden sonraki bir hayata inanmamasına karşın, ölümden sonra bir hayat olduğunu varsayarak ilginç bir kurgu oluşturmuş. Hayattan gerçekleri de içeren kitap insanı alıp sürüklüyor. Hüsnü Arkan’ın bütün diğer sanat eserleri gibi bu eserini de çok beğendim.
ölüm ve yaşam hakkında bildiğimizi sandığımız hemen herşeyi ters yüz eden düşündürücü bir kitap…Haldun adında bir kişinin ummadığı bir anda gerçekleşen ölümü ve bu durumu kabullenmekle kabullenmemek arasında düştüğü ikilemin getirdikleri.sonuçta Haldun’un ölü kelebeklerin dansı yöntemi sayesinde durumunu kabullenmesi.kendi doğrularını eleştirmekten çekinmeyenler için..
Tıpkı Borges’in kurgularını hatırlatan bu Çin öyküsü, ‘Ezginin Günlüğü’nden tanıdığımız Hüsnü Arkan’ın ‘Ölü Kelebeklerin Dansı’ adlı öykü kitabının esin kaynağı. Sanrılar ve düşler içinde, hangisinin gerçek, hangisinin rüya olduğunun belirsizleştiği bir ölünün günlüğü…Bir akşam, Haldun arkadaşlarıyla birlikte lokantada oturmaktadır. Hepsi GPB örgütünün, yani Gönüllü Postacılar Birliği’nin üyeleridir. Haldun bir ara tuvalete gider ve midesinde duyduğu yanma hissiyle yere yığılır. Ayıldığında etrafında ne bir lokanta, ne arkadaşları, ne hiçbir kimse kalmamıştır. Haldun toparlanarak arkadaşlarıyla kaldığı eve yönelir, ama onlardan da hiçbir iz yoktur. Sanki herşey bir vakuma gömülmüştür. Bütün bunlar Haldun’a bir düşün içinde olduğunu düşündürür. Bu arada karanlık içinde ortalıkta yanan tek ışığı görür ve oraya gider. Kapının yanına geldiğinde, şu yazıyla karşılaşır: ‘Her türlü anlayış, anımsama ve bilinç uyanışı için ücretsiz hizmet… Doktor Sematyen’… Doktor Sematyen, GPB’nin beş yıl önce kanserden ölen efsanevî kurucusudur.’Yaşadığı bu şey bir ölüm mü, yoksa bir rüya mı? Yanında kalmaya başladığı Doktor Sematyen, hâlâ durumu anlama zorluğu çeken Haldun’a ‘yeni gerçekliği’ anlatmaya çalışır. Bu yeni durumu Haldun şöyle algılar: ‘Şimdi eski bir giysiyim. Ruhumu bir askıya geçirip dolaba kaldırdılar. Arada bir kendi kendime mırıldanıyorum: ben ölmedim, hayır öldüm, hayır düş görüyorum, evet düş görüyorum, evet öldüm, hayır ölmedim…’ Artık bir günlük tutmaya karar verir; çünkü ‘hayat gibi ölüm de bir alışkanlıktır. Ölü Kelebeklerin Dansı işte bu günlüğün onaltıncı gününden itibaren başlıyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Bu kitapta büyük insan Hüsnü Arkan ölümden sonraki bir hayata inanmamasına karşın, ölümden sonra bir hayat olduğunu varsayarak ilginç bir kurgu oluşturmuş. Hayattan gerçekleri de içeren kitap insanı alıp sürüklüyor. Hüsnü Arkan’ın bütün diğer sanat eserleri gibi bu eserini de çok beğendim.
ölüm ve yaşam hakkında bildiğimizi sandığımız hemen herşeyi ters yüz eden düşündürücü bir kitap…Haldun adında bir kişinin ummadığı bir anda gerçekleşen ölümü ve bu durumu kabullenmekle kabullenmemek arasında düştüğü ikilemin getirdikleri.sonuçta Haldun’un ölü kelebeklerin dansı yöntemi sayesinde durumunu kabullenmesi.kendi doğrularını eleştirmekten çekinmeyenler için..
Tıpkı Borges’in kurgularını hatırlatan bu Çin öyküsü, ‘Ezginin Günlüğü’nden tanıdığımız Hüsnü Arkan’ın ‘Ölü Kelebeklerin Dansı’ adlı öykü kitabının esin kaynağı. Sanrılar ve düşler içinde, hangisinin gerçek, hangisinin rüya olduğunun belirsizleştiği bir ölünün günlüğü…Bir akşam, Haldun arkadaşlarıyla birlikte lokantada oturmaktadır. Hepsi GPB örgütünün, yani Gönüllü Postacılar Birliği’nin üyeleridir. Haldun bir ara tuvalete gider ve midesinde duyduğu yanma hissiyle yere yığılır. Ayıldığında etrafında ne bir lokanta, ne arkadaşları, ne hiçbir kimse kalmamıştır. Haldun toparlanarak arkadaşlarıyla kaldığı eve yönelir, ama onlardan da hiçbir iz yoktur. Sanki herşey bir vakuma gömülmüştür. Bütün bunlar Haldun’a bir düşün içinde olduğunu düşündürür. Bu arada karanlık içinde ortalıkta yanan tek ışığı görür ve oraya gider. Kapının yanına geldiğinde, şu yazıyla karşılaşır: ‘Her türlü anlayış, anımsama ve bilinç uyanışı için ücretsiz hizmet… Doktor Sematyen’… Doktor Sematyen, GPB’nin beş yıl önce kanserden ölen efsanevî kurucusudur.’Yaşadığı bu şey bir ölüm mü, yoksa bir rüya mı? Yanında kalmaya başladığı Doktor Sematyen, hâlâ durumu anlama zorluğu çeken Haldun’a ‘yeni gerçekliği’ anlatmaya çalışır. Bu yeni durumu Haldun şöyle algılar: ‘Şimdi eski bir giysiyim. Ruhumu bir askıya geçirip dolaba kaldırdılar. Arada bir kendi kendime mırıldanıyorum: ben ölmedim, hayır öldüm, hayır düş görüyorum, evet düş görüyorum, evet öldüm, hayır ölmedim…’ Artık bir günlük tutmaya karar verir; çünkü ‘hayat gibi ölüm de bir alışkanlıktır. Ölü Kelebeklerin Dansı işte bu günlüğün onaltıncı gününden itibaren başlıyor.