Osmanlı Binbaşısı Endres İttihat Terakki ve Osmanlılar
Tanıtım Bülteni
Türkiye söz konusu olunca “tarih tekerrürden ibarettir” sözünün ne denli gerçek olabileceğini kanıtlıyor bu kitabıyla.Birinci Dünya Savaşı sonrasının yorgun Anadolu’sunu adımlayan, gördüğü çıplak gerçeği fotoğraf çekercesine betimleyen, gelişmelerin aynı toprağı paylaşan farklı milletler üzerindeki etkisini derin analizlerle aktaran Endres, bir yandan da Osmanlı’nın çöküşüne ve onun küllerinden Cumhuriyet’in doğuşuna uzanan olaylar silsilesini birbirine ekleyerek ortaya benzersiz bir Türkiye panoraması çıkarıyor.Okunmaya değer hemen her kitapta olduğu gibi, Endres’in kitabının öznesinde de insan yer alıyor; önce savaşlar başlatan sonra da barış dolu günleri özleyen, yerküreyi cennet veya cehenneme döndürme kudretine sahip olduğundan kendine tanrısal payeler biçen insan... Ve Endres bu kitapta gerçekte neyi irdelediğini de şu sözlerle açıklıyor:“Her şeyin ölçü birimi insandır ve öyle de kalacaktır.”
Yazar, 1900’lerde sanki bir gurbet diyarda görev yapan binbaşının saf gördüklerinden çok istihbari ajan misali gördüklerini batının aşağılık kompleksinin esaretinde, gizliden doğu ve batı mukayesesindeki açık vurgularındaki ezikliğiyle yapıyor.İstanbul’a Bizans döneminde kullanılan adıyla yani Konstantinopolis ifadesiyle hitap ediyor.Israrla!Kendi suni ve köhne Alman kültürü varken bu zavallı ve insanlığın merhametine muhtaç olan zihniyet bir kendinde olmayan doğalığa sahip tüm medeniyet ve beşeriyete karşı çekememezliğini bu tarz basit gözüken ama altında bir algı yatan kitapta bile üstü kapalı ama aslen açık bir şekilde göstermektedirler. Kanım, Avrupa’da yüce azınlık bilim ve ilim medeniyeti kurabilmiş lakin bu ve bunun gibi aşağılık kompleksine sahip ırkçı, faşist ve emperyalist zihniyetliler bu irfan medeniyetine sırtlarını yaslayarak olabilecek en alçak şekilde dünyaya karşı her alandan savaş ilan etmişlerdir.Kitabı, batının geçmişe dair ezilmişlik duygusunu tatmak için okuyunuz.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yazar, 1900’lerde sanki bir gurbet diyarda görev yapan binbaşının saf gördüklerinden çok istihbari ajan misali gördüklerini batının aşağılık kompleksinin esaretinde, gizliden doğu ve batı mukayesesindeki açık vurgularındaki ezikliğiyle yapıyor.İstanbul’a Bizans döneminde kullanılan adıyla yani Konstantinopolis ifadesiyle hitap ediyor.Israrla!Kendi suni ve köhne Alman kültürü varken bu zavallı ve insanlığın merhametine muhtaç olan zihniyet bir kendinde olmayan doğalığa sahip tüm medeniyet ve beşeriyete karşı çekememezliğini bu tarz basit gözüken ama altında bir algı yatan kitapta bile üstü kapalı ama aslen açık bir şekilde göstermektedirler. Kanım, Avrupa’da yüce azınlık bilim ve ilim medeniyeti kurabilmiş lakin bu ve bunun gibi aşağılık kompleksine sahip ırkçı, faşist ve emperyalist zihniyetliler bu irfan medeniyetine sırtlarını yaslayarak olabilecek en alçak şekilde dünyaya karşı her alandan savaş ilan etmişlerdir.Kitabı, batının geçmişe dair ezilmişlik duygusunu tatmak için okuyunuz.