Osmanlı’nın Son PerdesindeEnver Paşa ve Naciye Sultan
Tanıtım Bülteni
Yazarın işi, bir ideoloji hastalığıyla idrakine deli gömleği giydirip hâdiseleri olduğundan farklı göstermek değildir. Ona düşen olup bitenleri tarafsız olarak ortaya koyup nihaî karan okuyucuya bırakınakhr. Fakat Enver'i yazmak zor bir iştir... Çünkü onun yaşadığı dünya gülünç trajediyle acıklı komedinin harman olduğu büyük ve kanlı bir sahnedir. Öyle ki burada gözü pek ve katı kalpli zalimler, beceriksiz ahmaklar, kazanma hırsıyla dünyayı ateşe veren ihtiras sahipleri birer gerçek ve tehlikeli rol almışlardır. Ancak işler aksi de gitmiş ve hâkim olduğunu sanan şeytanlar ahmak zannettikleri karşısında egilebilmişlerdir. Enver sahnesinde milyonlarca figüran gerçek birer rol sahibi olarak kan ve ateşin içindedir. Bu yüzden de o kıssadan hisse vermenin ötesinde deli bir maceradır. Baş kahraman bu sahnede hep gücünden fazlasını ister ve rakipsizdir. Herkes tükendi derken o bir elmas kılıç gibi kuundan sıyrılıp önüne çıkan merdi-venleri birer basamak gibi atlamaya kalkar ve o Makedonya'da bir silah gibi patlayıp nihayet Pamir tepelerinde mitralyözle vurularak perdeyi indirir. Enver zihinlerde Kelile ve Dimne'yi Köroğlu havasında yaşatır. Bu macerada Don Kişot, Robinson Kruzo, Gulliver ve Giyom Tell hep susmak zorunda kahrlar. Zira Enver öyle bir Kerem'dir ki; Züleyha, Belkıs, Asli ve Şirin Nâciye'sinin şahsmda Binbir Gece Masallan'yla harmanlarur. Onunki, ateşle sudan mâmul bâdeyi içme zevki veren ataldık hikâyesinirı tâ kendisidir.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)