Kendine özgü dili, anlatımı ile ilgi çekeceğini düşündüğümüz Paris Musâhabeleri, bundan yüz yıl öncesinin Fransa’sını mütecessis bir Türk gazetecinin dikkatleriyle önümüze getirmektedir. Ali Kemâl, Türkçeyi ustalıkla kullanması, üslûbundaki canlılık ve ifadesindeki açıklık bakımından devrinin yazarları tarafından hep takdir edilmiştir. Peyâm-i Edebî’de başyazarlık yaptığı dönemde Yahya Kemal, Rıza Tevfik, Yakup Kadri gibi devrin önemli yazar ve şairlerini bir araya getirmiş ve düşünce ve sanat yazıları ile ilgi odağı olmuştur. Paris Musâhabeleri’ni bir okul kütüphanesinde, rutubete terk edilmiş olarak buldum. Fırtınalı bir hayat yaşayan yazarın eserini merakla okudum. Bitirdikten sonra bu eserin çevrimyazısının yapılmadığını tespit ettim ve eseri sadeleştirmeden, bugünkü alfabeye aktardım.
“Ali Kemal’i Avrupa mahvetti. Akla, muayyeniyete, Batı’nın bütün yalanlarına inanıyordu. Bozgun çağlarının ümitsiz aydını. Karanlık günlerin bu çok alkışlanan, çok sevilen çok korkulan gazetecisi ne istikbale inanıyordu, ne halkına. Ali Kemal anı yaşayan bir adamdır. Satılmış mıydı? Hayır. Ali Kemal bir neslin günahlarını yüklenen tekedir, belki en büyük suçu samimiyet. Topal bir üslup çılgın bir muhayyile ve bir kadın hassasiyeti” Cemil Meriç
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Ali Kemal’i daha yakından tanımak için dopdolu bir yayın olmuş.
“Ali Kemal’i Avrupa mahvetti. Akla, muayyeniyete, Batı’nın bütün yalanlarına inanıyordu. Bozgun çağlarının ümitsiz aydını. Karanlık günlerin bu çok alkışlanan, çok sevilen çok korkulan gazetecisi ne istikbale inanıyordu, ne halkına. Ali Kemal anı yaşayan bir adamdır. Satılmış mıydı? Hayır. Ali Kemal bir neslin günahlarını yüklenen tekedir, belki en büyük suçu samimiyet. Topal bir üslup çılgın bir muhayyile ve bir kadın hassasiyeti” Cemil Meriç
Ali Kemal’i biraz daha yakından ve doğru bir şekilde tanımak istiyorsanız mutlaka okumalısınız..