Anne Sütü’nde, bir zamanların şanlı ve varsıl Melrose ailesi artık zor durumdadır. Patrick tutulmayan sözler, ailevi sorumluluklar ve bir intihar girişiminin yol açtığı sorunlarla boğuşmaktadır. Ailenin diğer fertleri de iyi durumda değildir; eşi Mary, annelik görevlerinin yükü altında günbegün yıpranırken Patrick’in annesi kendini adamakıllı bir yeni çağ cemiyetine kaptırmış, küçük oğul Robert ise, yaşına rağmen çevresinde olan bitenleri kavrayacak zekâ ve duyarlılık sergilediğinden endişe kaynağı haline gelmiştir. Buna karşın aile kötü geçmişiyle mücadelesini sürdürürken yeni kuşak beraberinde farklı bir duyarlılık ve değişim potansiyeli getirmektedir.Edward St. Aubyn’in dizi filme de uyarlanan çok ödüllü, yarı otobiyografik “Patrick Melrose” romanları, hem incelikli üslubu ve ironisi hem de insancıl duyarlılığıyla dikkat çekiyor. 1960’larda başlayan romanlar Melrose’ un travmatik çocukluğunu, 1980’lerin New York’undaki bunalımlı gençlik günlerini ve 2000’li yılların İngiltere’sindeki olgunluk dönemini anlatarak bir kuşağın panoramasını sergiliyor.Hiç şüphesiz çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli eserlerinden biri.David Sexton, Evening Standard
Patrick Melrose’un hayat hikâyesi üzerinden İngiliz aristokrasinin çürümüşlüğünü gözlemlediğimiz roman serisinin 4.kitabı Anne Sütü 2006 Man Booker Ödülü’ne aday gösterilmiş ve 2007 Prix Femina Etranger Ödülü’nü kazanmış.
Patrick bu kadar travmatik bir çocukluk yaşarken annesi Eleanor’un etkisizliği çok kızdırmıştı beni.Anne Sütü’nde bir yandan artık baba olan Patrick’in çocukları ile olan ilişkisine ve eşi Mary’nin anneliğine tanıklık ederken bir yandan da tüm bu yıllar boyunca yok anne Eleanor’u tanıyoruz.
Serinin en güzel kitapları 1. kitap olan Unut Gitsin ve 4. kitap olan Anne Sütü’ydü bana göre.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Anıların insanlar üzerindeki etkileri hep derin olmuştur. Anne Sütü bunu iyi işleyen kitaplardan biri.
akici ve guzel bir dili var yayinevini cok seviyorum
Serinin 4. kitabı akıcı ve güzel bir dili var.
Patrick Melrose’un hayat hikâyesi üzerinden İngiliz aristokrasinin çürümüşlüğünü gözlemlediğimiz roman serisinin 4.kitabı Anne Sütü 2006 Man Booker Ödülü’ne aday gösterilmiş ve 2007 Prix Femina Etranger Ödülü’nü kazanmış.
Patrick bu kadar travmatik bir çocukluk yaşarken annesi Eleanor’un etkisizliği çok kızdırmıştı beni.Anne Sütü’nde bir yandan artık baba olan Patrick’in çocukları ile olan ilişkisine ve eşi Mary’nin anneliğine tanıklık ederken bir yandan da tüm bu yıllar boyunca yok anne Eleanor’u tanıyoruz.
Serinin en güzel kitapları 1. kitap olan Unut Gitsin ve 4. kitap olan Anne Sütü’ydü bana göre.
Çok sürükleyici bir şekilde devam etti bu kitap da. Son kitaba elim hızlıca uzanıyor. kesinlimle sürükleyici