Rukiye Akkaya'nın özenle hazırladığı bu eser, Türk düşünce tarihinde az tanınan önemli bir ismi, Prens Sabahaddin'i, okuyucuyla buluşturuyor. Prens'in görüşleri dönemin siyasi ve fikri yapısıyla birlikte ele alınarak okuyucuya zengin bir içerik sunuluyor.Sabahaddin Bey, II. Meşrutiyeti doğuran direnişin siyasi temellerini, İmparatorluğun kurtuluşu için yeterli görmez. Sosyal ve ekonomik alanda köklü bir değişim olmadığı sürece, sorunlar olduğu gibi kalacaktır. Bu ağır sorunların çözümü için en yakın yol çalışmaktır. Bağımsız bireyin hiçbir dayanağa ihtiyaç duymadan çalışması. Çünkü, çalışmak, bir kişilik prensibidir; ama bu prensibin hayata geçmesi için bireyin ailesi, devleti, cemaati ile olan göbek bağını kesmesi gerekir. Eşitlikçi ve özgürlükçü bir siyasi ortamda bunun anlamı, tebaadan vatandaş statüsüne geçmektir.
Yazarın yüksek lisans tezi olarak hazırladığı çalışmadan oluşan ilginç bir kitap. Prens Sabahaddin’i merak edenler için tavsiye edilebilir.Prens Sabahattin, Türkiye”nin ilk liberallerinden olan ve Abdülmecit”in kızı Seniye Sultan ile sadrazam Damat Mahmut Paşanın çocuklarındandır. Dolayısıyla Abdülhamit”in yeğeni olmasına rağmen, onun istibdat yönetimine karşı çıkarak Jön Türk hareketine katılır ve Avrupa”ya kaçar. Abdülhamit’in tahttan indirilip 2. Meşrutiyetin ilanı ile yeniden Türkiye’ye döner ama bu kez de görüşleri İttihat Terakki görüşleriyle uyuşmadığından İttihatçılarla da arası açılır.Prens Sebahattin’in görüşlerinin temeli ‘teşebbüs-i Şahsi’ bireysel girişim ve ‘adem-i Merkeziyet” yerinden yönetim prensiplerine dayanıyor. İmparatorluğun dağılma aşamasına geldiği bir dönemde Adem-i Merkeziyet fikrini ortaya attığı için oldukça sert eleştirilere maruz kalan Prens Sabahaddin, cumhuriyet döneminde de hanedana mensup kişilerden biri olduğu gerekçesiyle, tüm hanedan üyeleriyle birlikte 150’ler listesi kapsamında yurt dışına çıkarılır.
Rukiye Akkaya, Türk düşünce tarihinde az tanınan bir ismi, Prens Sabahaddin’i okuyucuyla buluşturmayı amaçlıyor. Akkaya, kitabında Prens’in görüşlerini dönemin siyasi ve fikri yapısıyla birlikte ele alıyor. Kitabında, Prens Sabahaddin’in Jön Türk Hareketine katılması ve Jön Türklerle ilişkilerinden meşrutiyet ortamında gelişen olaylar, 31 Mart Vakası, cemaatçi toplumlar, Osmanlı aile yapısı ve aile içi eğitim sorununa kadar pek çok konuya değinen Akkaya, bu çalışmasının bir yönden sosyolog, muhalefet içinde muhalefet ve liberal olarak değerlendirilen; başka bir yönden siyasi olaylar önünde ‘sürüklenen’ bir şahsiyetin siyasi yaşamını ve düşüncelerini konu edindiğini vurguluyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
ödevim için aldığım bir kitaptı.Zaten ödev harici de okunacağını pek sanmıyorum.
Yazarın yüksek lisans tezi olarak hazırladığı çalışmadan oluşan ilginç bir kitap. Prens Sabahaddin’i merak edenler için tavsiye edilebilir.Prens Sabahattin, Türkiye”nin ilk liberallerinden olan ve Abdülmecit”in kızı Seniye Sultan ile sadrazam Damat Mahmut Paşanın çocuklarındandır. Dolayısıyla Abdülhamit”in yeğeni olmasına rağmen, onun istibdat yönetimine karşı çıkarak Jön Türk hareketine katılır ve Avrupa”ya kaçar. Abdülhamit’in tahttan indirilip 2. Meşrutiyetin ilanı ile yeniden Türkiye’ye döner ama bu kez de görüşleri İttihat Terakki görüşleriyle uyuşmadığından İttihatçılarla da arası açılır.Prens Sebahattin’in görüşlerinin temeli ‘teşebbüs-i Şahsi’ bireysel girişim ve ‘adem-i Merkeziyet” yerinden yönetim prensiplerine dayanıyor. İmparatorluğun dağılma aşamasına geldiği bir dönemde Adem-i Merkeziyet fikrini ortaya attığı için oldukça sert eleştirilere maruz kalan Prens Sabahaddin, cumhuriyet döneminde de hanedana mensup kişilerden biri olduğu gerekçesiyle, tüm hanedan üyeleriyle birlikte 150’ler listesi kapsamında yurt dışına çıkarılır.
Rukiye Akkaya, Türk düşünce tarihinde az tanınan bir ismi, Prens Sabahaddin’i okuyucuyla buluşturmayı amaçlıyor. Akkaya, kitabında Prens’in görüşlerini dönemin siyasi ve fikri yapısıyla birlikte ele alıyor. Kitabında, Prens Sabahaddin’in Jön Türk Hareketine katılması ve Jön Türklerle ilişkilerinden meşrutiyet ortamında gelişen olaylar, 31 Mart Vakası, cemaatçi toplumlar, Osmanlı aile yapısı ve aile içi eğitim sorununa kadar pek çok konuya değinen Akkaya, bu çalışmasının bir yönden sosyolog, muhalefet içinde muhalefet ve liberal olarak değerlendirilen; başka bir yönden siyasi olaylar önünde ‘sürüklenen’ bir şahsiyetin siyasi yaşamını ve düşüncelerini konu edindiğini vurguluyor.