Ezanın duyulmadığı, minare görülemeyen Nişantaşı'nın bir caddesinde oruçtan uzak insanlar gezinirken, üç genç bir binanın girişinde iftar ediyorlardı, bir ellerinde ekmek ve bir ellerinde içecekleriyle. Birisi de caddenin ortasında dimdik ilk sigarasını tüttürüyor, dumanını tüm caddeyi saracak denli üflüyordu.(Kitap'tan sf. 176)
Yazar daha ilk yazıda, “yazılanın okuyucuya dokunması”ndan bahsediyor. Hassasiyetler aynı olunca, “dokunmak” ne kelime, her bir yazı ortak bir yaramızı deşiyor, kanatıyor, acıtıyor… Ama hakkı ve sabrı tavsiye ederek, umudu ve direnci diri tutarak…
mürsel, ilkokul mezunudur ve bununla övünür. bir peyami safa yani. korkunç okur ve sigara içer . orhan baba dinlerdi .bir de delisi vardı atilla isminde . akordion çalardı ve korkunç hafızası vardı. hikayeleri tam istiğrak halinde ve aşırı derecede uçarıca .
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Yazar daha ilk yazıda, “yazılanın okuyucuya dokunması”ndan bahsediyor. Hassasiyetler aynı olunca, “dokunmak” ne kelime, her bir yazı ortak bir yaramızı deşiyor, kanatıyor, acıtıyor… Ama hakkı ve sabrı tavsiye ederek, umudu ve direnci diri tutarak…
Şiir gibi nesir… Akıyor, kendini okutuyor. Yazılanların içi dolu, altı sağlam, derinlikli.
mürsel, ilkokul mezunudur ve bununla övünür. bir peyami safa yani. korkunç okur ve sigara içer . orhan baba dinlerdi .bir de delisi vardı atilla isminde . akordion çalardı ve korkunç hafızası vardı. hikayeleri tam istiğrak halinde ve aşırı derecede uçarıca .